Sizlere amerikan uzay tarihini ve bugün fırlatılacak olan SpaceX’in tarihi mürettebat görevini bahsedeceğiz.
Öncelikle uzay tarihi için zamanda biraz geriye gidelim ve insanlığın en büyük merakına olan yaklaşımına bir göz atalım.
Gökyüzü, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana çok büyük bir merak konusu olmuştur. Bu merakı kovalayan kimi insanlar televizyonların veya radyoların olmadığı dönemlerde gece gökyüzüne bakarak yıldızları hayal güçlerinde gruplamış; grupladıkları bu yıldızları, bir hayvana, mitolojik bir karaktere veya bir nesneye benzetmiş ve böylelikle takımyıldızlarını oluşturmuş, kimileri ise daha ötesini görebilmek için teleskoplar yapmış ve muhteşem keşiflere imza atmıştır.
İşte bu meraka sahip olan iki kardeş – Orville ve Wilbur Wright, ya da bilinen isimleriyle Wright kardeşler - haftalarca hatta aylarca özel bir proje için gecelerini gündüzlerine katarak çalışmış, sayısız hatalar yapıp onlardan ders çıkarmış ve sonunda ladin ağacından bir gövdeye sahip olan ve sadece 12 beygirlik bir motorun uçurduğu ilk uçağı yapmışlardır. Wright kardeşlerin 1903 yılında gerçekleştirdikleri bu başarı, havacılık ve uzay tarihini çok güçlü bir şekilde etkileyecek ve uçağın icadından sadece 66 yıl sonra 111 metrelik devasa bir roket ile insanoğlu Ay’a gidecek ve Ay’a ayak basacaktır. Ay ile ilgili kısma gelmeden önce o 66 yıl içerisinde insanlar neler öğrenmiş gelin birlikte inceleyelim.
Uçağın icat edildiği sıralarda Rusya’da yayınlanan bir dergide, 46 yaşında bir Matematik öğretmeninin oluşturduğu denklem, bambaşka bir çağın habercisi olmuştur. Konstantin Tsiolkovski isimli bu öğretmen, yazdığı roket denkleminde sadece roketin hızı ve kütlesi arasındaki ilişkiyi değil, roketin motorundan itiş için ne kadar gaz çıkması gerektiğini dahi hesaplamıştır. Roket benzeri nesnelerin icadı her ne kadar milattan önce 300’lü yıllara dayansa da bildiğimiz anlamıyla yapılan ve sıvı yakıtla çalışan aynı zamanda günümüz roketlerine ilham veren ilk roket, 1926 yılında Robert Goddard isimli bir mühendis tarafından inşa edilmiştir. Takımıyla birlikte 1941 yılına kadar 34 farklı roket fırlatan Goddard, saatte 885 km hız yapabilen bir roketi, yerden 2.6 km yükseğe kadar çıkarmayı başarmıştır.
1940’lı yılların başında, teknolojisi ve sanayisiyle bir anda gelişen Almanya, alışılagelmiş tasarımdan çok farklı olan ve kule yapısını andıran V2 isimli devasa roketler tasarlamaya başlamıştır. 90 km yükseğe çıkabilen bu roketlerin tasarımına katkıda bulunan ve o dönem genç bir roket mühendisi olan Dr. Werner Von Braun ikinci dünya savaşı sonrası Amerika’ya göç edecek, insanları Ay’a taşıyan roketi tasarlayacak ve Huntsville Alabama’da Uzay Kampını kuracaktır.
Savaşlardan sonraki Dünya’da artık en önemli konu teknolojidir. Çok hızlı ilerleyen bu teknoloji sayesinde artık insanoğlu o hep merak ettiği gök yüzüne dahi ulaşabilecektir. Bu doğrultuda çalışan Amerika, 1958 yılında Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi olarak adlandırılan ve bizlerin NASA olarak bildiği kurumu hayata geçirir. NASA’da çalışan mühendisler ve bilim insanları, uzaya insan göndermek için kolları sıvarlar. İnsanlı uzay uçuşları için bir proje başlatan NASA bu projeye MERKÜR adını verir. Böylece Amerika’nın ilk insanlı uzay uçuşu programı, Merkür programı olur. 1961 yılına gelindiğinde NASA, Alan Shepard isimli astronotu uzaya göndermeye hazırdır. Planlanan fırlatmaya yaklaşık bir ay kala, bugün Rusya olarak adlandırdığımız Sovyetler Birliğinden gelen bir haber NASA’da bir şok etkisi yaratır. 12 Nisan 1961 günü Yuri Alekseyeviç Gagarin isimli kozmonot, uzaya gönderilen ve Dünya yörüngesinde dolanan ilk insan olmuştur. Bu haber her ne kadar NASA’daki bilim insanlarını üzse de hedeflerinden vazgeçmezler ve Alan Shepard, uzaya giden ilk Amerikalı astronot unvanını alır. Merkür programı dahilinde her defasında sadece 1 kişinin sığabildiği kapsül kullanılarak 5 görev daha yapılmış ve toplamda 6 astronot uzaya gitmiştir.
1961 yılında başlayan ve yeni tasarımlar gerektiren ikinci programın adı GEMİNİ olarak seçilir. Gemini, ikizler takımyıldızının adıdır. Programa bu ismin verilmesinin sebebi ise artık kapsülün iki kişilik olmasıdır. Bu program dahilinde gelecek uzay görevlerini etkileyecek 2 önemli olay yaşanır. Bunlardan ilki, astronotların kapsül dışına çıkarak bir uzay yürüyüşü gerçekleştirmesi, ikincisi ise astronotların neredeyse 14 günü bulan süreler ile uzay ortamında kalmasıdır. 1965 ve 1966 yılları arasında yapılan 10 Gemini göreviyle toplamda 20 astronot uzaya fırlatılmıştır.
Gemini programının başlamasından 1 yıl sonra 1962 yılında dönemin amerikan başkanının “ Ay’a gitmeyi kolay olduğu için değil zor olduğu için seçiyoruz” cümlesiyle bir anda çalışmaları başlatılan Ay görevlerinin artık zamanı gelmiştir. Amerika’nın üçüncü insanlı uzay programı olan ve Apollo programı olarak adlandırılan program dahilinde 20 Temmuz 1969 günü "Ay’a ilk insanlı iniş" gerçekleşmiş ve NASA astronotu Neil Armstrong Ay yüzeyinde yürüyen ilk insan olmuştur. Ay görevlerini anlatan bir videoyu daha önce sizlerle paylaşmıştık. Henüz izlemediyseniz bu videodan sonra "Ay’ı nasıl keşfettik?" isimli videomuzu izleyebilir ve keşfin detaylarını öğrenebilirsiniz.
Gökyüzü ile ilgili duyulan minicik bir merak, insanlığı Dünya dışı bir cismin üzerine ayak basmaya kadar işte böyle götürmüştür.
Peki sonrasında neler yaşandı?
Tabiki bu merak asla bitmedi. NASA 1981 yılında yepyeni bir projeye imza atarak Dünya’nın belkide en kompleks uçağını tasarladı ve uzay mekiği programlarını başlattı. 2011 yılında yapılan son uzay mekiği fırlatımından sonra Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot göndermek isteyen NASA, günümüze kadar Rusya’dan fırlatılan soyuz roketlerini kullandı. Bu yüzden 2011 yılından bu videonun çekldiği 2020 yılına kadar Amerikan topraklarından uzaya hiç insan gönderilemedi.
Fakat 30 Mayıs 2020 Cumartesi günü bu durum değişmek üzere. NASA ile ticari programlar kapsamında ortaklığını yürüten ve önceki videolarımızda bahsettiğimiz SpaceX şirketi, ürettiği Falcon 9 roketinin üzerine yine kendi üretimi olan Dragon isimli uzay aracını yerleştirecek ve NASA’nın kendi evinden Uluslararası Uzay istasyonu’na yeniden astronot göndermesini sağlayacak. Demo-2 olarak adlandırılan görevde uzaya gidecek olan Bob Behnken ve Doug Hurley, hem 9 yıl sonra Amerika’dan yola çıkan hemde özel bir şirketin taşıdığı ilk astronotlar olacaklar. 30 Mayıs Cumartesi Türkiye saatiyle 23:33’de yapılması planlanan fırlatma, internet üzerinden de canlı olarak yayınlandı.
Uzayın keşfinde tabiri caizse çığır açan bu programların Uzay Kampı Türkiye’de de detaylıca işlendiğini ve hatta eğitim merkezimizde, bu programlarda kullanılan simülatörlerin benzerlerinin olduğunu biliyor muydunuz? Kampımıza katılanlarınızın “Evet!” dediğini ve 1/6 yerçekimi koltuğu, MAT ve 5 Derece Hareket Serbestliği simülatörlerini andığını duyar gibiyim. Eğer o anda neler hissettiğinizi hala hatırlıyorsanız yorumlar kısmına en çok hangi simülatörü beğendiğinizi ve simülatörü kullanırken neler hissettiğinizi yazabilir ve bizlerle paylaşabilirsiniz.
Bildiğiniz üzere ülkemizin de artık bir uzay ajansı var. Belki de gelecek yıllarda bu günün gençleri Türk Uzay Ajansı’nın gelecekteki astronotları olacak ve Uluslararası Uzay İstasyonu’nu ziyaret edecekler.
Aşağıdaki linklerden bu yazıyı paylaşabilir, arkadaşlarınızı da eğitim videolarımızla ilgili olarak bilgilendirerek bu harika bilgilerin daha çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz! Ayrıca henüz izlemediyseniz, "Starlink, SpaceX ve Elon Musk!" videomuza göz atabilirsiniz.
Array ( [0] => stdClass Object ( [id] => 737 [parent] => 23 [order] => 1 [lang_id] => f3f277e9397ed01b55cab0d48d2d1eb0 [title] => 2022 Çocuklar İçin Yaz Kamplarına Kayıtlar Başladı! [subtitle] => 17.05.2022 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/kayitol.jpg [summary] => 2022 Çocuklar İçin Yaz Kamplarına Son Kayıtlar! 7-15 Yaş Grubu İçin Yaz Kampı Eğlencesi ve Benzersiz Eğitim Bir Arada! [content] =>
2022 ÇOCUKLAR İÇİN YAZ KAMPLARI KAYITLARI BAŞLADI!
2022 çocuklar için yaz kampları kayıtlarımız başladı! Türkiye'nin benzersiz eğitim merkezinde eğlence ve eğitim bir arada olacak! Sınırlı sayıda kontenjanla sunduğumuz, 7 yaş ve üzeri ilgililere açık yaz kampı programlarımızı kaçırmayın!
Yaz Kamplarımıza geri sayım başladı! Çocuklar için 20 yılı aşkın uluslararası yaz kampları düzenleme tecrübemizle bu yıl da eşsiz programlar hazırladık. 2022 Çocuklar için Yaz Kampı programlarımız çocukların öğrenme, aktif olma ve yeni arkadaşlar edinme konusunda kendilerini rahat hissedecekleri eğlenceli bir atmosferde; zaman yönetimi, takım çalışması, sorumluluk alma ve daha fazlasını bir arada sunuyor.
Fiziksel, zihinsel ve beceriye dayalı etkinlikler ve "Sıfır Yerçekimi Duvarı", "Discovery Uzay Mekiği ile Sanal Uzay Uçuşu" gibi benzersiz eğitim araçlarıyla sunulan yaz kampı aktiviteleri katılımcılara özgüven duygusu oluşturmaktadır.
Uzay Kampı Türkiye yaz kampı programları çocukların farkındalıklarını artırıırken, sosyal ve bilişsel gelişimlerine de katkı sağlıyor. Bilimsel eğitimi ve bireysel gelişimi bir arada sunan Sanal Uzay Mekiği Uçuşu Görevi en beğenilen etkinliklerden birisi.
Yaz kampları; katılımcılara okulda gördükleri fen ve teknoloji derslerini farklı bakış açılarıyla pekiştirme imkanı sunarken aynı zamanda analitik düşünme ve özgüven kazanımı gibi yetkinlikleri de kazandıracak şekilde hazırlandı. Başka bir kamp programına benzemeyen bir yaz deneyimi arıyorsanız Uzay Kampı yaz kampı programları tam size göre!
Uygulamalı bilimsel etkinlikler ve eğlenceyle dolu 2022 yaz kampı programlarımız:
9-12 Yaş Grubu Çocuklar ve Yetişkinler İçin "Astro-Tur"
2022 Çocuklar için Yaz Kampları Programları Eğlence ve Eğitimin Bir Arada Olduğu Etkinliklerle Dolu!
2022 çocuk yaz kampları, katılımcıların Uzay Kampı Türkiyenin dinamik ve eğlenceli eğitimleriyle keyifli anılar biriktirirken hayat boyu unutamayacakları bir deneyim yaşamaları için titizlikle kurgulandı. Katılımcıların; yorumlayabilen, problem çözme yetisine sahip, analitik düşünebilen, çözüm yolları için araştırmacı, yenilikçi ve hayal gücünü kullanabilen bireyler olmalarını hedefliyoruz.
Türkçe ve İngilizce dillerinde uygulanabilen Yaz Gençlik Kamplarına katılan gençler;
Çevrelerine ve teknolojiye karşı farkındalıklarını geliştirirler.
Uluslararası yaz kampı programlarında kendilerini yabancı dilde ifade etme becerilerini geliştirirler.
Astronot simülatörlerini kullanarak uzay teknolojisini yakından tanırlar; matematik ve fen bilimleriyle olan ilişkisini öğrenirler.
2022 Konaklamalı Gençlik Yaz Kampları
Uluslararası Dostluklar Bu Kampta Kuruluyor: “Galaktik Yaz Kampı”yla Benzersiz Bir Eğitim Macerası Yaşayın!
Açık alan oyun parkı "Astronot Macera Parkurunda" sosyalleşme ve takım çalışması etkinlikleri
2022 yaz kampı programları kapsamında düzenlenecek en uzun süreli yaz kampı programı “Galaktik Yaz Kampı”; çocukların astronot simülatörleriyle uygulamalı eğitim, dijital gezegenevinde astronomi dersleri ve sanal uzay uçuşu gibi etkinliklerle uzay bilimleri alanında bilgilenirken, aynı zamanda özel sunumlar gecesi, takım oyunları, barbekü partisi gibi eğlenceli etkinliklerle eşsiz bir hafta yaşayacakları yaz gençlik kampıdır. Galaktik Yaz Kampı 9-15 yaş grubundan çocuklar için ve sadece haziran, temmuz ve ağustosta uygulanacak. İngilizce ve Türkçe seçenekli uluslararası yaz kampı bu yıl da en gözde yaz kampı programı olacak. 2022 yaz kampı programlarına, Bulgaristan, Polonya, Romanya ve Litvanya'dan öğrencilerin katılması bekleniyor.
*Türkiye’de ikamet eden öğrencilere 31 Mayıs 2022 tarihine kadar kayıt ve ödeme işlemlerini tamamlamış olmaları koşuluyla 10% indirim uygulanır.
“Aile-Çocuk” Uzay Kampı Programında Çocuğunuzla Birlikte Unutulmaz Bir Hafta Sonu
Çocuğunuzla birlikte farklı bir deneyim mi yaşamak istiyorsunuz? O zaman “Aile-Çocuk Uzay Kampı” programımız tam size göre!
Konaklamalıaile kamplarımızda, ailelerin çocuklarıyla birlikte keyifli zaman geçirebilmeleri ve çocukların da ebeveynleriyle olan iletişimlerini geliştirip, özgüven kazanmalarını hedefliyoruz. Katılımcılar; uzay istasyonu ve uzay mekiğiyle uçuş görevi, simülatör kullanımı gibi takım çalışması gerektiren etkinliklerde birlikte yer alarak, kaliteli zaman geçirecekler. 7-10 yaş aralığında bir çocuğun bir ebeveyniyle (veya 18 yaşından büyük bir refakatçiyle) birlikte katıldığı 2 günlük konaklamalı Aile-Çocuk Uzay Kampı programı 22-24 Temmuz tarihlerinde uygulanacak.
Okul Gruplarının Gözdesi: "Yıldızlar ve Gezegenler Macerası"
Vücudunuzun geri kalanı birden fazla eksende dönerken, ağırlık merkezinizi tek bir yerde tutan çok eksenli simülatör... Göründüğünden daha eğlenceli olduğuna emin olabilirsiniz!
Yaz kampı seçeneklerinden bir diğeri, Yıldızlar ve Gezegenler Macerası uzay bilimleri ve teknolojileri alanında bilinçlendirmeyi hedefleyen, iki günlük yoğunlaştırılmış programdır. Yıl boyunca grup katılımlarına da açık olan; Türkiye'nin dört bir yanından katılan okul gruplarının gözdesi Yıldızlar ve Gezegenler Macerası, 2022çocuklar için yaz kampı programları kapsamında bireysel katılımcılar için de sunulacak. Katılımcılar; Mars'ı sanal olarak keşfedecekler, NASA tasarımlı astronot simülatörlerini deneyimleyerek Discovery Uzay Mekiği simülatörü ve Uzay İstasyonu entegrasyonuyla yapılan sanal uzay uçuşu görevinde unutulmaz bir uzay serüveni yaşayacaklar.
Simülatörlü Aile Turu:Çocuğunuzla birlikte VR Deneyimi Yaşayın
İzmir'e kısa süreli gelmeyi planlıyorsanız veya sınırlı zamanınız varsa, çocuğunuzla birlikte katılabileceğiniz bilim gezilerimiz size göre..!
Çocuklarıyla birlikte keyifli vakit geçirmek isteyenve farklı yer arayışında olan ailelerin tercih ettiği günlük aile turları2022 yaz döneminde de uygulanacak.
7-15 yaş arasındaki öğrencilerin 1 yetişkinle birlikte katılabildiği, “Simülatörlü Aile Turu”nda; Uzay Kampı Türkiyenin en çok ilgi çeken simülatörlerinden sanal gerçeklik simülatörüyle sanal gerçeklik deneyimi yaşamanın keyfine varacaksınız. AyrıcaNesil Mars İnteraktif Sergi AlanındaMars’ta kurulması planlanan yaşam alanları hakkında detaylı bilgiler verilecek. Programda; uzayda uygulanantopraksız tarımın anlatılması, dijital yıldızevinde astronomi dersi, roketlerin temel çalışma prensipleri, eğlenceli bilimsel deneyler ve simülatör gösterisi gibi etkinlikler de bulunuyor.
Ebeveynlerin ve okul öncesi çağdaki çocukların birlikte katılabildikleri günlük gezi programıdır. 5-6 grubundan bir çocuk ve ebeveyninin (veya 18 yaşından büyük bir refakatçinin) birlikte katıldığı Minikler Uzayda- Aile Turu programı; çocukların bilişsel, zihinsel ve motor gelişimlerini destekleyecek özel etkinliklerden meydana gelmektedir.
Meraklı ve öğrenmeye istekli çocukların eşsiz bir öğrenme ortamında ebeveynleriyle olan etkileşimlerinin ve fen bilimlerine karşı farkındalıklarının artırılması, uzay hakkında bilgilendirilmeleri hedeflenmektedir.
Astronomi ağırlıklıgünlük gezi programıAstro-Tur'a, uzay ve astronomi meraklısı yetişkinler de bireysel olarak katılabiliyor.
9-12 yaş arasındaki çocukların bir yetişkinle birlikte, 13 yaş ve üzerindeki katılımcıların da tek başlarına katılabildiği astronomi ağırlıklı “Astro-Tur” programında;NASA tasarımlı astronot simülatörlerinin çalışma prensipleri anlatılıp simülatör gösterisi yapılacak. Katılımcılar; sihirli küredegüneş sistemi eğitimi, gök atlası yapım atölyesi ve teleskopla gökyüzü gözlemi gibi etkinliklere katılarak uzayla ilgili merak edilen sorularına cevap bulabilecekler.
[description] => 2022 Çocuklar İçin Yaz Kampları Kayıtları Başladı! Türkiye'nin Benzersiz Eğitim Merkezinde Eğlence ve Eğitim Bir Arada! [keywords] => Çocuklar için Yaz Kampları, Yaz Kampı Programları, 2022 Yaz Kampı Programları, 2022 çocuklar için yaz kampı, Gençlik Kampları, yaz kampı, yaz gençlik kampı, aile kampları, Aile-Çocuk Uzay Kampı, günlük aile turları, Yaz kampı seçenekleri, günlük gezi programı, yetişkinler için astronomi, okul öncesi çağdaki çocuklar için turlar, günlük aile turları, [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2020-07-02 08:36:17 [updated_date] => 2022-05-17 08:59:33 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [1] => stdClass Object ( [id] => 848 [parent] => 23 [order] => 2 [lang_id] => 2b8fc9d46f1933ba20766ec8b393fbab [title] => AX-1 Görevi Neden Önemli [subtitle] => 09.05.2022 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/ax1-blog-1.png [summary] => Teknolojinin gelişmesi ve ona paralel olarak uzay çalışmalarının da hız kazanmasıyla bir ilk daha yaşandı. NASA, ESA, ROSCOSMOS gibi bir kamusal uzay ajansına bağlı olmayan Axiom Space şirketi, dört astronotuyla Uluslararası Uzay İstasyonuna gerçekleştirdiği uçuş görevi AX-1'i başarıyla tamamladı. [content] =>
AX-1 Görevi Neden Önemli
Uçuşta Görev Alan Astronotlar Kimlerdir?
AX-1 Görevinin Amacı Nedir?
AX-1 Görevi Neden Önemli?
AX-1 Mürettebatının Eğitimleri Nasıl Olur?
Bonus: AX-1 Mürettebatından Uzay Kampı Türkiye'yi Ziyaret Eden Astronot
Görev Alan Astronotlar Kimlerdir?
Eski bir NASA astronotu olan Görev Komutanı Michael López-Alegría aynı zamanda Axiom Space şirketinin başkan yardımcısı olarak görev yapmaktadır (Bu astronotla ilgili ilginç bir detayı da yazımızın sonunda paylaştık). Pilot olarak görevde yer alan Larry Connor ise hem bir girişimci hem de Ohio’lu bir aktivisttir. Bu görevde Connor, aynı yıl içinde hem okyanusa dalmış, hemen ardından ise Uzay İstasyonuna gitti. Uçuş Uzmanlarından biri olan Eytan Stibbe İsrail hava kuvvetlerinde pilotluk deneyimine sahiptir. Uzaya gidiş maliyetleri İsrail Uzay Ajansı tarafından karşılanan Stibbe, uzaya giden ikinci, Uluslararası Uzay İstasyonunu ziyaret eden ilk İsrailli astronot olarak tarihe geçmiştir. Diğer bir Uçuş Uzmanı olan Mark Pathy ise, MAVRIK isimli yatırım ve finans şirketinin CEO’su olarak görev yapmaktadır.
AX-1 Görevinin Amacı
AX-1 görevinin temel amacı, özel bir şirketin, fırlatma için yine farklı bir özel şirket olan SpaceX’in imkanlarını kullanarak uzay istasyonunda bir görev gerçekleştirmesi. Görev sırasında yapılan bazı özel deneyler ile uzay istasyonundaki çalışmalarda devam ettirilmiş oldu. Bu görevin amacı bizi aslında çok farklı bir yere götürüyor.
AX-1 Görevi Neden Önemli?
Görev dört astronotun uzaya gitmesinden ibaretmiş gibi görünse de aslında Uluslararası Uzay İstasyonunda yeni bir çağın başladığını gösteriyor. Bu durumda şirketler kendi astronotlarını NASA veya ROSCOSMOS gibi ajansların gözetimi altında yetiştirebilecek ve gerekli ücret ödendikten sonra Uluslararası Uzay İstasyonu, tüm insanlar için bir deney merkezi haline gelecek. Tüm bunlar ülke, katkı ve üyelik gerektirmeksizin yapılabilecek. Örneğin Türkiye’den bir şirket, gerekli yatırımı sağladıktan sonra üye uzay ajanslarının da yardımıyla astronotlarını yetiştirebilir ve Uluslararası Uzay İstasyonuna gönderebilir. Ayrıca yalnızca uzayda yapılabilen deneyler için birinci elden sonuçlar elde edebilir.
Uzaya Gitmek için Verilen Eğitim Nasıldır?
AX-1 görevinde yer alan astronotlar fırlatmadan önce güvenlik, sağlık, uzay istasyonu sistemleri ve fırlatma süreçleri için 10 ay boyunca 700 ile 1000 saat arasında bir eğitim sürecine tabi tutuldular. Hatta NASA bu süreçlerdeki eğitimlerini AX-1 görevi için yeniden güncelleyerek eğitim standartlarını bile yükseltti. Uzay hem çok güzel hem de çok riskli bir ortam olduğundan uzay istasyonunda geçecek 1 dakika dahi astronotların bu eğitimleri almalarını gerektiriyor.
Bonus: Uzay Kampını Ziyaret Eden Astronot
Görev komutanı Michael López-Alegría, 4 ekip üyesinden de tecrübeli bir NASA astronotu. López-Alegría, 2002 yılında STS-113 isimli görevde Endeavour Uzay Mekiğiyle Uluslararası Uzay İstasyonunu ziyaret etmişti. 20 yıl sonra yine aynı adı taşıyan SpaceX Dragon “Endeavour” kapsülü ile uzay istasyonunu yeniden ziyaret etme fırsatı yakalayan Astronot Alegría, 2013 yılında Uzay Kampı Türkiye’yi ziyaret etmiş,6 Günlük Galaktik Yaz Kampı’na katılan katılımcılarımıza uzay yolculuğu hakkında unutulmaz bir sunum vermiştir.
Uzay turizmi gün geçtikçe gelişmeye ve öncesine nazaran ucuzlamaya devam ediyor. Sizce Uluslararası Uzay İstasyonunda ilk Türk astronotu’da bu sayede mi göreceğiz?
[description] => Teknolojinin ve uzay çalışmalarının hız kazanmasıyla geçtiğimiz günlerde bir ilk daha yaşandı. NASA, ESA, ROSCOSMOS gibi bir kamusal uzay ajansına bağlı olmayan Axiom Space isimli şirket, 4 astronotuyla Uluslararası Uzay İstasyonuna AX-1 isimli ilk görevini başarıyla tamamladı. [keywords] => AX-1 Görevi Neden Önemli, uzay istasyonundaki çalışmalar, AX-1 görevinde yer alan astronotlar, uzay yolculuğu hakkında, uzay istasyonundaki çalışmalar [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2022-05-05 17:13:12 [updated_date] => 2022-05-13 17:52:30 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [2] => stdClass Object ( [id] => 846 [parent] => 23 [order] => 3 [lang_id] => e17816b9e5c8d371d929e95e50ac0134 [title] => ARTEMİS - BEKLENEN AY GÖREVİ [subtitle] => 31.03.2022 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/artemis-ay-gorevleri.png [summary] => NASA, 2024 yılında ARTEMİS Göreviyle Ay’a yeniden insanlı görevleri başlatmayı hedefliyor. Buradaki ana hedeflerden biri, her ne kadar Ay yüzeyinde kalıcı bir yerleşke kurmak gibi görünse de aslında hedef çok daha büyük. [content] =>
Astro Bültenimizin üçüncü sayısında, 1969 yılında gerçekleştirilen Ay'a İniş'in en özel anlarını sizlerle paylaşıyor ve Ay yüzeyinde dünyadan çıplak gözle izlenebilecek bir yerleşimin hayali kuruyoruz.
İnsanlığın tarihi başarısının ardından Neil Armstrong'un ünlü sözlerini duyduğunuzda tüyleriniz diken diken olacak!
İnsanlık tekrar Ay'a seyahat edecek mi?
Uzaya çıkarken en zorlandığınız şey nedir?
Artemis Ay Görevleri ile neler planlanıyor?
Ay, Mars'a seyahat ederken bir aktarma istasyonu olacak mı?
20 Temmuz 1969 günü Houston’da saatler 20:16’yı gösterirken görev kontol merkezinde Apollo 11 Ay’a İniş Modülü pilotu Buzz Aldrin’in şu sözleri yankılandı: “ son %5”.
Neil Armstrong ve Buzz Aldrin isimli iki astronot, Ay yüzeyinden sadece 30 metre yüksekteydiler. Fakat geriye yakıtlarının sadece %5 kalmıştı. O sırada Buzz Aldrin bir kez daha göstergeleri kontrol etti. Neil Armstrong’a “son 22 metre” diye seslendi.
Saatler 20:17’yi gösterdiğinde, Eagle isimli Ay’a İniş Aracı, içinde iki astronotla birlikte Ay yüzeyindeki bir toz bulutu içinde sanki yeniden doğuyordu. İnsanoğlunun bu yeni başarısı o ana kadar sessizliğini koruyan görev komutanı Neil Armstrong’un şu sözleriyle evrende yankılandı. “Houston, Burası Tranquility bölgesi. Eagle inişini gerçekleştirdi.”
Yaklaşık 2 saat sonra, Doğu Amerika saatiyle 22:56’da ise Ay yüzeyinde bırakılacak ilk insan izi Neil Armstrong tarafından şu sözlerle ifade edildi;
“Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım”.
Böylece insanoğlu Dünya dışındaki bir gök cismine ilk defa ayak basmış oldu.
Şimdi ise, tam 53 yıl sonra, insanoğlunu ilk defa Ay’a götüren Saturn V roketinin fırlatıldığı rampada başka bir roket, aynı hedef için son hazırlıklarını yapıyor. Uzay Fırlatma Sistemi (Space Launch System – SLS) olarak adlandırılan roket, insanlığı yeniden Ay’a götürmeyi hedefliyor. Fakat bu defa ziyaret etmekten çok, orada yerleşik bir düzen kurulması planlanıyor.
Geçtiğimiz haftalarda NASA Artemis isimli yeni uzay programı bünyesinde SLS roketinin son denemesi olan “Islak Elbise Provası” olarak adlandırılan tam yakıtlı testini tamamladı. Bu testte tüm sıvı yakıtların, tanklara doldurulup boşaltılması süreci olduğundan dolayı buna Islak Elbise Provası ismi verilmiştir. Bu testin bir diğer anlamıysa artık gerçek fırlatmanın çok yakında gerçekleşeceğinin bir işareti olmasıdır.
İlk görevi insansız yapılacak olan SLS, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve NASA’nın ortak geliştirdiği Orion isimli uzay kapsülünü Ay’ın yörüngesine taşıyacak ilk kuvveti verecek ve sonrasında Orion, Ay’ın yörüngesinde bir tam tur atarak Dünya’ya geri dönecek.
NASA, 2024 yılında Ay’a yeniden insanlı görevleri başlatmayı hedefliyor. Buradaki ana hedeflerden biri, her ne kadar Ay yüzeyinde kalıcı bir yerleşke kurmak gibi görünse de aslında hedef çok daha büyük.
Dünya’dan fırlatılan bir roketin Dünya’nın kütle çekim kuvvetinden kurtulması ve yörüngeye ulaşması için tonlarca yakıt harcaması gerekiyor. Newton’un üçüncü hareket yasasına göre bir roket motorundan çıkan itme gücü “etki”, bunun sonucunda roketin yükselmesi ise “tepki” olarak adlandırılıyor. Fakat Dünya’nın kütle çekim kuvveti çok fazla olduğundan tepkinin gerçekleşmesi için etkinin roket ağırlığından çok ama çok fazla olması gerekiyor.
Gelecekte Mars’a gerçekleştirilecek insanlı görevlerde de bu kütle çekim kuvvetinden dolayı çok fazla yakıt harcanacaktır. Eğer kütle çekim kuvveti 6 kat daha az olan bir gök cisminden uzaya bir nesne fırlatılırsa, çok daha az yakıt kullanılarak çok daha uzaklara yolculuk yapılabilinecektir. İşte bu yüzden Ay yüzeyinde bir üs kurmanın ve buradan Mars’a veya diğer gök cisimlerine ulaşmanın planları yapılmaktadır.
Bunun yanı sıra eğer görevler gerçekleşirse, NASA, bir ilke daha imza atmaya hazırlanıyor. 1969-1972 yılları arasında Ay yüzeyinde yürüyen 12 astronotun tümü erkeklerden oluşmaktaydı. Fakat bu defa NASA, Ay’da yürüyecek ilk kadın astronotu da Artemis programıyla Ay’a göndermenin çalışmalarını da yapıyor.
Özellikle dolunay zamanlarında gök yüzünde altın bir disk gibi parlayan Ay, tüm bu çalışmalar yapıldıktan sonra acaba nasıl görünecek? Günümüzde uzaya yapılan fırlatmaları izlemek için fırlatma yapılan yere gidilmesi gerekirken, Ay yüzeyinden yapılan fırlatmaları bir gece oturup teleskoplarımızla izleyebilecek miyiz?
Merak ve heyecanla bekliyoruz..
[description] => NASA, 2024 yılında ARTEMİS Göreviyle Ay’a yeniden insanlı görevleri başlatmayı hedefliyor. Buradaki ana hedeflerden biri, her ne kadar Ay yüzeyinde kalıcı bir yerleşke kurmak gibi görünse de aslında hedef çok daha büyük. [keywords] => Ay'a İniş, Neil Armstrong, Astro Bülten, 20 Temmuz 1969, Apollo 11 Ay’a İniş Modülü pilotu Buzz Aldrin, Ay yüzeyi, Eagle, Ay’a İniş Aracı, Ay yüzeyi, Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım, Dünya dışındaki bir gök cismi, Ay’a götüren Saturn V, Uzay Fırlatma Sistemi, Space Launch System – SLS, Artemis, SLS roketi, sıvı yakıt, Islak Elbise Provası, Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Orion, Dünya’nın kütle çekim kuvveti, Newton’un üçüncü hareket yasası, etki-tepki, Mars’a fırlatılacak insanlı görevler, Ay yüzeyinde yürüyen 12 astronot, kütle çekim kuvveti, Ay’da yürüyecek ilk kadın astronot, Artemis programı, [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2022-03-30 17:28:29 [updated_date] => 2022-04-01 17:12:13 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [3] => stdClass Object ( [id] => 842 [parent] => 23 [order] => 4 [lang_id] => 7a005fb93a560b53d5d2f8f8cd1cf54f [title] => KARA DELİK NEDİR [subtitle] => 15.03.2022 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/kara-delikler.png [summary] => Kara delikler.. Yapısının ne olduğunu hala tam olarak bilemediğimiz, inanılmaz kütle çekimi yüzünden ışığın bile "kaçamadığı", hakkında binlerce farklı teorilerin bulunduğu hatta bazı teorilere göre alternatif evrene açılan bir kapı olarak da düşünülen uzayın en bilinmezi. [content] =>
Kara Delik Nedir
Kara Deliklerin sahip oldukları yüksek çekim kuvvetlerinden dolayı 300 bin km/sn hızla hareket eden ışığın bile yüzeyinden "kurtulamadığını" ve bu nedenle "karanlık" olduklarını biliyor muydunuz? ("Kurtulma" üç boyutlu bir uzayda bulunan cismin kendisini etkileyen kütleçekiminden kurtulabilmesi için ulaşması gereken minimum hızı anlatır. Örneğin bu değer Dünyamız için sadece 11.2 km/s 'dır)
Bu yazımızda aşağıdaki başlıklarla kara delikleri inceleyip "Kara Delik Nedir" sorusunu cevaplandırmaya çalışacağız.
Kara Delik Nedir?
Yıldız Kütleli Kara Delikler
Orta Seviye Kara Delikler
Süper Kütleli Kara Delikler
Kara Deliklerin İçini Görebilir miyiz?
Doğrudan gözlenemediği için bu uzay bilinmezine “kara delik” ismi verilmiştir. Bu isim ilk olarak 1967 yılında teorik fizikçi John Wheeler tarafından NASA’daki bir konferansta kullanılmıştır.
Kara delikleri nasıl görüyoruz?
Işığın evren gözlemindeki önemi çok büyüktür. Uzayı gözlemlemek için kullandığımız basit gözlem teleskoplarında, gök cisminin ışığının bir mercek yardımıyla katbekat büyütülmesiyle görüntü elde edilmekte ve tüm bilgiler bir "nokta kaynaktan" gelen ışığın incelenmesiyle elde edilmektedir. Böyle bir durumda da elektromanyetik spektrumun sadece görünür ışık kısmından gelen ışığı toplayan ve odaklayan optik gözlem teleskopları kullanılarak ışığı olmayan bir kara deliğin gözlemlenmesi imkansız olacaktır.
Ancak kara deliğin yakınlarında bir yıldız veya yüksek yoğunluğa sahip gaz bileşenleri bulunuyorsa kara delik onları kendi içine doğru çekebilir. Çekilen bu maddeler doğrudan kara deliğin içine düşmezler; kara delik etrafında yığılma diski adı verilen bir yapıyı oluştururlar. Bu yapı tabiri caizse tıpkı bir lavabo gideri gibi kara deliğin içine doğru ilerlerken sarmal bir yapı oluşturur ve bu yapıyı takip eden nesneler kara delik tarafından yutulur. Yığılma diski neredeyse ışık hızına yakın bir hızla kara delik etrafında dolanır ve disk içinde bulunan parçacıkların birbirine çarpması veya sürtünmesinden dolayı sıcaklık milyonlarca santigrat dereceye kadar yükselir. Tam bu aşamada X ışını gözlemi yapan, dünya atmosferi dışına konumlandırılmış gelişmiş teleskoplar tarafından bu sıcaklık algılanır ve o noktada bir kara deliğin varlığından söz edilebilir.
2019 yılının Nisan ayında Olay Ufku Teleskobu (Event Horizon Telescope) projesi ile devasa büyüklükte bir eliptik gök ada olan M87’nin merkezinde bulunan süper kütleli kara delik ilk defa bu yöntemle gözlemlenmiştir.
Evrendeki diğer her nesne gibi daha büyük veya daha küçük olarak sınıflandırabileceğimiz toplamda üç farklı kara delik tipi bulunmaktadır.
Yıldız Kütleli Kara Delikler
Aynı zamanda büyük yıldızların kalıntıları olarak da adlandırılan yıldız kütleli kara deliklerdir. Bu kara deliklerin çapları tipik olarak 16 ile 48 km arasındadır. Güneş’ten çok daha büyük kütleli bir yıldızın bir süpernova ile patlaması ve dış katmanlarını uzaya püskürten yıldızın bir yandan da kendi üzerime çökmesi sonucu bu tip kara delikler oluşur. Eğer yıldızın kütlesi görece az ise bu çöküş bir noktada durur ve kara delik yerine Nötron yıldızı adını verdiğimiz yıldızlar oluşabilir. Bu kara deliklerin gözlemlenebilir evrendeki oranı yaklaşık %1 kadardır. Bu yüzde her ne kadar küçük gibi görünse de bilim insanları gözlemlenebilir evrende 40 Kentrilyon’dan (40x1018) fazla yıldız kütleli kara delik olduğunu düşünmektedir.
Bu kara deliklerden biraz daha büyük olan ve 2021 yılında ortaya atılan orta seviye kara delikler, süper kütleli kara deliklerden daha küçüktür. Bir gama ışını patlamasını takip eden bilim insanlarınca ilk defa keşfedilmiştir. Yine bireysel yıldızların ömrünün sonuna gelmesi ve yıldızın çökmesi sonucu oluşur. Fakat bu defa yıldız çok büyüktür. İlk keşfedilen orta seviye kara deliğin kütlesi Güneş’ten tam 55 bin kat daha fazladır.
En büyük, en şaşırtıcı ve en merak uyandıran kara delikler ise süper kütleli kara deliklerdir. Bu kara deliklerin kütlesi Güneş’ten milyarlarca kat daha fazladır. Genel bir teoriye göre her gök adanın merkezinde bu kara deliklerden bir tane bulunur. Örneğin kendi gök adamız olan samanyolu gök adasının merkezinde bulunduğuna inanılan Sagittarius A, Güneş’in kütlesinden tam 4 milyon kat daha yüksek bir kütleye sahiptir. Aralarında bir Türk bilim insanımız, Feryal Özel'in de bulunduğu Olay Ufku Teleskobu ekibi, Samanyolu'nun merkezindeki süper kütleli kara delik olan, Dünya'dan yaklaşık 27 bin ışıkyılı uzaklıktaki Sagittarius A 'nın ilk görüntüsünü elde ederek önemli bir çalışmaya imza attı. Böylelikle kara delik etrafındaki toz ve gölge de ilk defa tespit edilmiş oldu.
Süper kütleli kara deliklerin, nasıl oluştuğuna dair araştırmalar sürmektedir. Bu araştırmaların bir sonucu olarak en çok desteklenen teoriye göre süper kütleli kara delikler evrenin erken tarihinde çöken yıldızlararası hidrojen bulutlarından oluşmuş olabilir. Başka bir teoriye göre bu kara delikler, birden fazla kara deliğin birbiriyle birleşmesi ve asırlar boyunca fazla kütle biriktirmesi sonucu oluşmuştur.
Yazımızın başında da değindiğimiz üzere, ışığın dahi içerisinde hapsolduğu kara deliklerin içini maalesef göremiyoruz. Ancak astrofizik teorilerine göre, bir kara deliğin merkezi, tüm kara deliğin kütlesinin sonsuz yoğunlukta küçük bir noktada toplandığı yer ya da diğer adıyla tekillik (singularity) olarak biliniyor. Bu nokta, kara deliğin o muazzam büyüklükteki kütle çekimi kuvvetinin merkezi olarak düşünülüyor. Buradaki kütle çekim kuvvetini ancak kuantum fiziği ile anlayabiliriz. Ancak henüz bir kuantum kütle çekim teorisine sahip olmadığımız için, bir kara deliğin merkezinde gerçekte ne olduğunu tanımlamak günümüz teknolojisiyle maalesef imkansızdır.
İnsanlık olarak gelişen teknolojiyle bir kara deliği, Dünya’nın dört bir yanından sekiz farklı teleskobu kullanarak ilk defa fotoğrafladık. Yine gelişen teknolojik sistemleri kullanarak Kuantum bilgisayarlarını kuruyor, hesaplamaları yapmaya çalışıyor ve her geçen gün evrenin sırlarını ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.
Kara deliklerin sırları çözülebilecek mi? Einstein ve Hawking’in teorileri kanıtlanacak mı? umarız bu soruların cevaplarını da en yakın zamanda verebiliriz.
[description] => Uzay hakkında belki de en çok sorulan sorulardan birine yanıt buluyoruz... Yapısının ne olduğunu hala tam olarak bilemediğimiz, inanılmaz kütle çekimi yüzünden etrafındaki ışığı dahi içine çeken, hakkında binlerce farklı teorilerin bulunduğu hatta bazı teorilere göre alternatif evrene açılan bir kapı olarak düşünülen uzayın en bilinmezi. [keywords] => evrenin en karanlık noktaları, Kara Delik Nedir?, Yıldız Kütleli Kara Delikler, Orta Seviye Kara Delikler, Süper Kütleli Kara Delikler, Kara Deliklerin İçini Görebilir miyiz?, Yığılma diski, Olay Ufku Teleskobu, Event Horizon Telescope, Kara deliklerin farklı tipleri var mıdır, süper kütleli kara delikler, Orta Seviye Kara Delikler, Yıldız Kütleli Kara Delikler, kara deliklerin içerisinde ne var, kütle çekimi kuvveti, kuantum fiziği, kara deliklerin sırları, kara delik etrafında yığılma diski [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2022-03-15 11:19:02 [updated_date] => 2022-05-13 10:06:28 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [4] => stdClass Object ( [id] => 839 [parent] => 23 [order] => 5 [lang_id] => 267fad48de1cdd327b406c3734ac1773 [title] => 2022 Yılında Uzay Bilimleri Alanında Gerçekleşmesi Planlanan 10 Görev [subtitle] => 1.02.2022 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/1.png [summary] => Astro Bültenimizin Uzay Kampı Türkiye web sayfası üzerinden ilk online versiyonuyla sizlerle birlikteyiz. Yeni bir uzay teleskobunun etkinleştirilmesi, bir gök taşının bir uzay aracıyla yörüngesinden çıkarılması ve metal açısından zengin bir gök taşının keşfedilmesi; bunların hepsi ve daha fazlasının 2022 yılında yapılması bekleniyor... [content] =>
2007 yılında yayınlamaya başladığımız Astro Bülten, hem öğrenciler hem de özverili öğretmenler için uzay alanında seçkin bir bilgi kaynağı oldu.
Bu yazımızda işleyeceğimiz konu 2022'de yapılacak çalışmalardan derlendi. Geçtiğimiz yıl COVID-19 pandemisine rağmen birçok yeni keşif ve fırlatma haberleri gördük veya duyduk. Uzay alanındaki tüm bu maceralar 2022'de de devam edecek!
Yeni bir uzay teleskobunun etkinleştirilmesi, bir gök taşının bir uzay aracıyla yörüngesinden çıkarılması ve metal açısından zengin bir gök taşının keşfedilmesi; bunların hepsi ve daha fazlasının 2022 yılında yapılması bekleniyor..!
Şimdi 2022 yılında uzay bilimleri alanında neler olacağını aşağıdaki görevleri gelin hep birlikte öğrenelim;
2018'den beri tüm uzay kaşifleri James Webb Uzay Teleskobunun (JWST) fırlatılmasını bekliyordu. Teleskop hakkında birçok yeni gelişmeler yaşansa da ne yazık ki fırlatma tarihi sürekli ertelendi. Ancak geçen yıl sonunda JWST uzaya fırlatıldı. Bu uzay teleskobu, Hubble Uzay Teleskobu'nun aynasından önemli ölçüde daha büyük bir toplama alanı sağlayacak olan yaklaşık 6,5 metre çapında bir birincil aynaya sahiptir. Hubble, 2,4 metre çapında çok daha küçük bir aynaya sahiptir ve buna karşılık gelen ışık toplama alanı 4,5 m2'dir. Bu durum Webb'e Hubble'dan yaklaşık 6.25 kat daha fazla ışık toplama alanı sağlar! NASA, 2022 yılının Haziran ayında JWST'den ilk görüntülerin geleceğini bildirdi. Bizler de bu görüntüleri görmek için sabırsızlanıyoruz!
2- Psyche Görevi
Bir başka şaşırtıcı görev Jet İtki Laboratuvarı'nın (JPL) hazırladığı Psyche Görevi.
Psyche Görevi’nin 1 Ağustos 2022’de fırlatılacağıduyuruldu.
Bu görev, asteroit kuşağındaki yörüngesinde dolanan Psyche adlı metal açısından zengin gök taşlarından birine yapılacak. Neden bu gök taşı seçildi acaba diye sorabilirsiniz. Psyche, tamamlanamamış bir gezegenin nikel-demir çekirdeğini andırıyor. Bu durum Psyche'nin güneş sisteminin ilk dönemleri hakkında sırlara sahip olabileceği ve daha önce keşfedilmemiş gezegen oluşumlarının yapı taşlarını anlayabileceğimiz anlamına geliyor.
3- Uzayda DART!
Bir nevi gezegen savunma teknolojisi testi olan Çift Asteroit Yönlendirme Testi görevi ya da DART için kullanılacak uzay aracı, görev sırasında rotasını değiştirmek için bir gök taşına çarpacaktır. Görev sayesinde, Dünya'ya tehlikeli bir gök taşının çarpmasını nasıl önleyebileceğimizi test etme şansımız olacak. Bu görev sırasında Dimorphos adlı gök taşı hedef olarak kullanılacaktır. DART uzay aracının 26 Eylül 2022'de Dimorphos'a çarpması beklenmektedir.
4- Venüs’e Üç Yeni Görev
Venüs için 2022 yılında NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından 3 yeni görev geliştirilecek.
ESA'nın EnVision isimli aracı, tarihini anlamak için Venüs'ün gözlemlerini yapacak.
Öte yandan NASA'nın DAVINCI+ (Derin Atmosfer Venüs Asil Gazlar, Kimya ve Görüntüleme Araştırması) isimli atmosferik giriş sondası, Venüs atmosferinin doğrudan ölçümlerini sağlayacak.
Ayrıca VERITAS (Venüs Emisivite, Radyo Bilimi, InSAR, Topografi ve Spektroskopi) Venüs'ün küresel topografya verilerini üretecek. Bu görevlerle insanlık, Venüs'ün şimdiye kadarki en kapsamlı araştırmasını yapacak.
Davinci+ görevi 2029 yılına, EnVisionveVERITASgörevleriise 2030’lu yıllaraertelendi.
5- Jüpiter’in Buzlu Uydularına Yeni Görev
JUICE - Jüpiter buzlu uydular kaşifi, ESA'nın Kozmik Görüş 2015-2025 programı dahilindeki en büyük görevlerden biri olacak. Görev, gaz devi Jüpiter'i ve onun en büyük uyduları olan Europa, Ganymede ve Callisto'yu gözlemlemek için planlanıyor. Bu görevle bilim insanları, Jüpiter'in buzlu uydularındaki koşulları karakterize edebilecek ve okyanus içeren üç uydu olan Ganymede, Europa ve Callisto'da yaşanabilir ortamlar arayacaklar.
6-Mars’ta Yeni Tekerler
ExoMars2022 Yüzey Aracı ve Yüzey Platformu, Mars'ta bir yaşam olup olmadığını anlamak için tasarlandı. ESA ve Roscosmos tarafından ortaklaşa yürütülen görevde NASA, yüzey aracı üzerinde bulunacak olan astrobiyoloji aracına kritik ekipmanlar sağlayarak göreve katılıyor. ExoMars gezgini ve yüzey platformunun Ağustos ve Ekim 2022 arasında Mars'a fırlatılması planlanıyor.
7-Mars’taki Mihenk Taşları ve 10 Yıl
Mars'ta ilk geziciye sahip olmak çok uzun zaman aldı. Sojourner ve ana gemisi Pathfinder 25 yıl önce 4 Temmuz 1997'de Mars yüzeyine inişlerini gerçekleştirdi. İnsanoğlu 1997 yılındaki inişten bu yana Mars'ta tekerleklere sahip araçlarla veri topladı ve yeni görevler ile birlikte veri toplamaya devam ediyor. Bunun bir parçası olarak Curiosity yüzey aracı 2012 yılında Mars yüzeyine inmişti. 2022 yılı aynı zamanda bu muhteşem inişin 10. yıl dönümü olacak. Pathfinder ve Sojourner'ın aksine, Curiosity gezgini hala işlevsel ve insan keşfi için veri toplamaya devam ediyor.
8- Güneş’e Dokunmak... Bu Defa Daha Yakından!
Geçen yıl, NASA'nın Parker Güneş Sondası Güneş'in koronasından geçerek güneşin manyetik alanını öğrenmiş ve parçacıklardan örnekler toplamıştı. Parker, Güneş'e enyakıngeçişini 25 Şubat 2022 tarihindegerçekleştirdi. Uzay aracı Güneş'e çok yakın olduğu için endişelenmenize gerek yok çünkü en yakın karşılaşmada Parker Güneş Sondası'nın ısı kalkanı sıcaklığı 1377 santigrat dereceye ulaşsa dahi içindeki aletler oda sıcaklığındaki kadar soğuk kalır.
9-Ay’a Gidecek Özel Şirketler
Ay'daki son insan varlığı 1972'de iki Apollo astronotu ile olmuştu. Artemis Programı ile gelecekte insanlık bu sefer kalıcı yerleşim için yine Ay'a gitmeyi planlıyor. NASA bunun için büyük bir kampanya yürütmüş ve birçok şirketi Ay'da bazı özel nesneleri inşa etmeye davet etmişti. NASA'nın Ticari Ay Yükü Hizmetleri'nin (CLPS) bir parçası olarak programa katılan Astrobotic ve Intuitive Machines adlı iki şirket, Ay'a bazı bilimsel araçları göndermek için 2022 yılı içerisinde bazı fırlatmalar yapacağını açıkladı.
10-Işık İle İletişim
FEPve PSSP uzaktan eğitim programlarımızın, Uzayda Yaşama ve Çalışma projesinde optik iletişimi birçok kez dile getirmiştik. Bu yıl Psyche misyonuyla birlikte Derin Uzay Optik İletişim (DSOC) sistemleri de uzaya fırlatılacak. Bu sayede gönderilen uzay araçlarıyla daha hızlı iletişim kuracağız ve daha büyük miktarda veri alıp gönderebileceğiz.
Bütün bu uzay çalışmalarının yalnızca 1 yıl içerisinde gerçekleşmesi planlanıyor. Peki sizce uzay alanında gelecek 10 yılda insanlığı neler bekliyor?
[description] => 2022 Yılında Uzay Bilimi Alanında Gerçekleşmesi Planlanan 10 Şey! Yeni bir uzay teleskobunun etkinleştirilmesi, bir gök taşının bir uzay aracıyla yörüngesinden çıkarılması ve metal açısından zengin bir gök taşının keşfedilmesi; bunların hepsi ve daha fazlasının 2022 yılında yapılması bekleniyor. [keywords] => hem öğrenciler hem de özverili öğretmenler için, Geleceğin kaşifleri, COVID-19, uzay teleskobu, uzay bilimi, James Webb Uzay Teleskobu, JWST, JWST uzaya fırlatıldı, Hubble Uzay Teleskobu, Psyche Görevi, Jet İtiş Laboratuvarı, JPL, asteroit kuşağı, asteroit kuşağı, Jet İtiş Laboratuvarı, JPL, Psyche Görevi, gök taşı, Çift Asteroit Yönlendirme Testi, DART, Dimorphos, Venüs’e 3 Yeni Görev, NASA, Avrupa Uzay Ajansı, ESA, EnVision, DAVINCI+, Derin Atmosfer Venüs Asil Gazlar, Kimya ve Görüntüleme Araştırması, Venüs, VERITAS, Venüs Emisivite, Radyo Bilimi, InSAR, Topografi ve Spektroskopi, JUICE, Jüpiter, Kozmik Görüş, Jüpiter'in en büyük uyduları, Europa, Ganymede, Callisto, ExoMars, Yüzey Aracı ve Yüzey Platformu, Mars'ta yaşam, Roscosmos, NASA, ExoMars gezgini, Mars’taki Mihenk Taşları, Sojourner , Pathfinder, Curiosity, Güneş’e Dokunmak, Parker Güneş Sondası, Apollo astronotu, Artemis Programı, Ticari Ay Yükü Hizmetleri, CLPS, Uzayda Yaşam ve Çalışma, FEP, PSSP, derin uzay optik iletişim, DSOC [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2022-01-27 17:19:35 [updated_date] => 2022-04-29 16:26:33 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) )
Teknolojinin gelişmesi ve ona paralel olarak uzay çalışmalarının da hız kazanmasıyla bir ilk daha yaşandı. NASA, ESA, ROSCOSMOS gibi bir kamusal uzay ajansına bağlı olmayan Axiom Space şirketi, dört astronotuyla Uluslararası Uzay İstasyonuna gerçekleştirdiği uçuş görevi AX-1'i başarıyla tamamladı.
NASA, 2024 yılında ARTEMİS Göreviyle Ay’a yeniden insanlı görevleri başlatmayı hedefliyor. Buradaki ana hedeflerden biri, her ne kadar Ay yüzeyinde kalıcı bir yerleşke kurmak gibi görünse de aslında hedef çok daha büyük.
Kara delikler.. Yapısının ne olduğunu hala tam olarak bilemediğimiz, inanılmaz kütle çekimi yüzünden ışığın bile "kaçamadığı", hakkında binlerce farklı teorilerin bulunduğu hatta bazı teorilere göre alternatif evrene açılan bir kapı olarak da düşünülen uzayın en bilinmezi.
Astro Bültenimizin Uzay Kampı Türkiye web sayfası üzerinden ilk online versiyonuyla sizlerle birlikteyiz. Yeni bir uzay teleskobunun etkinleştirilmesi, bir gök taşının bir uzay aracıyla yörüngesinden çıkarılması ve metal açısından zengin bir gök taşının keşfedilmesi; bunların hepsi ve daha fazlasının 2022 yılında yapılması bekleniyor...