İnsanlar uzun zamandır Dünya’nın ötesinde yani uzayda seyahat etmenin ve yaşamanın hayalini kuruyorlar.
Bu amaçla yaklaşık 60 yılı aşkın bir süredir uzayın bilinmeyenlerini çözmek için araştırmalar yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor.
1957'de Sovyetler Birliği, Dünya’nın ilk yapay uydusu olan Sputnik 1’i uzaya fırlattı. O zamandan beri, Ay’a iniş gerçekleştirildi, Uluslararası Uzay İstasyonukuruldu, Hubble Uzay Teleskobu uzaya fırlatıldı ve daha bir çok önemli çalışmalar yapıldı.
Dünya dışı yaşamın olabileceği potansiyel yerler aranırken, Dünya'nın en yakın komşularından biri olan Mars hep bir sonraki evimiz olarak hayal edildi. Ve bugünlerde özellikle Dünya’mızın içinde bulunduğu durum da göz önüne alındığında, önümüzdeki birkaç on yıl içinde insanları Mars'a gönderme konusu daha da önem kazandı.
Peki böyle bir yolculuk ve yaşam aslında insan vücudunu nasıl etkiler? Bu etkileri şu an çalışmalarına devam eden Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan elde ettiğimiz bilgiler ışığında inceleyelim.
Uzayda yaşamanın en bilinen sonuçlarından biri kemiklerin zayıflamasıdır. Uzayda hareket etmek fazla çaba gerektirmediğinden, kaslarınız güç ve dayanıklılığı hızla kaybeder. Yaşamımız boyunca kemiklerimiz osteoklast adı verilen büyük hücreler tarafından parçalanır ve kan dolaşımına kalsiyum salınır. Aynı zamanda, osteoblast adı verilen diğer hücreler de yeni kemik yapar.
Ve hayatımızın büyük bir bölümünde bu iki süreç birbirini dengeleme eğilimindedir. Ancak, bir astronot uzaya gittiğinde ve düşük yerçekiminde yaşadığında bu durum değişir. Çünkü kemiklerinin ağırlığı fazla desteklemesi gerekmez ve Dünya'da olduğu gibi aynı streslere maruz kalmaz. Sonuç olarak, kemiklerindeki kalsiyum parçalanır ve kan dolaşımına salınır ve bu durum kemik yoğunluğunda azalmaya neden olur. Ve yaklaşık bir ay içinde, bir astronotun kemik yoğunluğu ayda yaklaşık % 1 oranında azalabilir ve bu da Dünya'ya döndüğünde kemik kırığı riskinin artmasına neden olabilir. Bu kayıp geri dönen bir astronot için muhtemelen tehlikeli bir durum olabilir.
Aynı zamanda kullanım eksikliği nedeniyle astronotun özellikle bacak ve sırt kasları için de durum pek de iyi değil. Uzayda yapılan egzersizler bunu önlemeye yardımcı olabilir, ancak yapılan egzersizlere rağmen kas hacminin ve gücünün azaldığı biliniyor.
Başka bir etki yerçekimsiz uzay ortamında kanın üst vücutta toplanma eğiliminde olmasıdır. Ve bu astronotun yüz ödemi ve diğer istenmeyen yan etkileri yaşamasına neden olur. Yine yerçekimi vücuttaki sıvıyı aşağı çekmediği için vücutta sıvılar birikir, ve vücut çok fazla su taşıdığı tepkisi verir. Sonuç olarak, astronotun tuvalete gidiş sıklığı artar. Bu astronotun susuz kalmasına ve böbreklerinde taş gelişimine neden olabilir.
Daha da ötesinde Dünya’dakine benzer bir yerçekimi olmadan, astronotların görme sorunları yaşayabilir! Araştırmacılar, uzayda ortalama 108 gün geçiren 27 astronot ile çalışarak, astronotlardan yaklaşık % 22'sinin göz küresinin sırtının düzleştiğini tespit ettiler. Ve bu tür optik anormallikler görme kaybına bile yol açabilir.
Hepsi bu kadar da değil uzay ortamında en hayati organımız olan kalp de değişir. Yerçekimi olmadığından kalbin kanı pompalaması için çok çalışması gerekmez. Zamanla astronotun kalbi muhtemelen vücuttaki kanın azalması nedeniyle kütle kaybedebilir ve daha küresel hale gelebilir. Bu durum astronotun Dünya’ya döndüğünde kan değerlerinde düşüş olmasına neden olabilir, astronot kan basıncında düşüş yaşayabilir, baş dönmesi ve bayılma ile karşı karşıya kalabilir.
Astronotun bağışıklık sistemi de bir darbe alır. Araştırmacılar, yerçekimi eksikliğinin, hastalıklarla mücadelede önemli bir rol oynayan hücrelerin işlevlerini zayıflattığını keşfettiler.
Başka bir endişe kozmik radyasyon. İstasyondaki bir astronot, Dünya'da aldığımız radyasyon miktarının neredeyse 10 katından fazlasına maruz kalır. Son olarak, astronot kendini hapis ve tecrit edilmiş olma hissinin psikolojik zorluklarıyla başa çıkabilmelidir. Bugünlerde biz de bu durumu deneyimliyor ve sanırım kolay olmadığını düşünüyoruz.
Açıkçası, insan vücudu Dünya'daki yaşam için tasarlanmış ve uzayda yaşamak için maalesef uygun değil. Gezegenimizden ayrıldığımızda, bize çok gerçekten garip şeyler oluyor.
Şu an tüm bu nedenlerden dolayı astoronotlara daha fazla saygı duymaya başladınız, değil mi?
2016 yılında NASA astronotu Scott Kelly uzayda yaklaşık bir yıl kaldıktan sonra Dünya'ya geri döndü. Ancak Scott Kelly’nin geri döndüğünde boyu yaklaşık 5 cm daha uzundu. Uzayda yaşam ve yolculuğunun tüm zorluklarının yanında sanki bu biraz güzel haber!
Peki, orada tam olarak ne oldu ve bu uzay yaşam ve uzay yolculuğunun geleceği için ne anlama geliyor?
Dünya’da yerçekimi omurgayı sıkıştırır. Yerçekimi zayıf olduğunda, omurgadaki boşuklar genişleyebilir. Bu görev, bilim insanlarının uzayda yaşamanın insan vücudunu ne kadar etkilediği hakkında daha fazla bilgi edinmelerine yardımcı oldu.
Aynı zamanda Scott Kelly'nin bu süre zarfında Dünya'da kalan ikiz kardeşi olduğundan, bilim insanları meydana gelmiş olabilecek genetik değişiklikleri de inceleme şansı yakaladılar. Scott Kelly’nin uzay istasyonunda kaldığı süre boyunca, bilim insanları uzay uçuşunun vucüdu üzerindeki etkilerini Dünya'da kalan ikiz kardeşi Mark Kelly ile karşılaştırdılar.
Mars'a yapılacak bir yolculuk astronotları bir çok farklı açıdan incelediğimiz Uluslararası Uzay İstasyonu’ndakinden daha fazla tehlikeye maruz bırakabilir. Uzayın insan vücudu ve zihni üzerindeki tüm olumsuz etkilerini birleştirecek daha yüksek radyasyon seviyeleri, yerçekimi alanları ve daha uzun seyahat süreleriyle karşı karşıya kalınacaktır. Sonuçta Mars'a insan göndermeyi planlıyorsak, yolculuğun onları nasıl etkileyeceğini ve bu olumsuz değişiklikleri nasıl önleyeceğimizi bilmeli ve gelecekteki uzay yolculuğunu ve uzayda yaşamı daha güvenli hale getirmeliyiz.
Şu anda, NASA ve diğer araştırmacılar astronotları bu tehlikelere karşı koruyan daha iyi teknolojiler geliştirmek için çalışmalarına devam ediyor.
Uzayda yaşam ve yolcuğun insan vücudu üzerindeki etkilerini henüz incelemişken, ne kadar eşsiz bir gezegen de yaşadığımızın tekrar farkına varmamak mümkün değil!
Peki siz Mars'a seyahat etmek ister miydiniz? Ya tek yönlü bir biletiniz olsaydı?
Array ( [0] => stdClass Object ( [id] => 854 [parent] => 23 [order] => 0 [lang_id] => 7d0ab23532f5de319ee27b05f2f5d4a5 [title] => Türkiye'nin İnsanlı İlk Uzay Projesi [subtitle] => 24.05.2022 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/lk-uzay-projesi1.jpg [summary] => Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı olan 2023’te uzayda bir Türk olacak. [content] =>
Türk uzay yolcusu Uluslararası Uzay İstasyonu’na bilimsel araştırmalar için gönderilecek. Seçilecek 2 adaydan biri 10 gün süreyle istasyonda kalacak.
GÖREVİN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ
Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu, Milli Uzay Programı kapsamında belirlenen 10 hedeften biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında bir Türk vatandaşı, gerekli eğitimleri aldıktan sonra Uluslararası Uzay İstasyonuna gönderilecektir. Bu misyon kapsamında Türkiye’nin insanlı ilk uzay görevi gerçekleştirilecek ve bilim insanlarımıza Uluslararası Uzay İstasyonu şartlarında deney yapma imkanı sağlanacaktır.
Bu görevi gerçekleştirmek için Türk vatandaşları tarafından yapılan başvurular arasından 2 (iki) aday belirlenecektir. Seçilen adaylar TUA veya TÜBİTAK bünyesinde istihdam edilecek ve 10 (on) yıl mecburi hizmet yükümlülüğü olacaktır. Astronot eğitimlerini başarıyla tamamlayan adaylardan biri yaklaşık 10 gün sürecek uzay görevini gerçekleştirmek üzere Uluslararası Uzay İstasyonuna gönderilecektir.
Türk uzay yolcusu için başvuru koşulları;
* 45 yaşından küçük olmak,
* Kamu haklarından yasaklanmamış bulunmak,
* Yükseköğretim Kurumlarının en az 4 yıllık lisans eğitimi veren Mühendislik, Tıp, Fen Bilimleri ve/veya Temel Bilimler alanlarındaki Eğitim fakültelerinden birini bitirmiş olmak,
* 149.5-190.5 santimetre boy ve 43-110 kilogram ağırlığa sahip olmak,
* Belirlenen sağlık kriterlerine uyum sağlamak
Başvurular, uzaya.gov.tr adresi üzerinden 23 Haziran 2022 saat 20.23’e kadar alınacak. İlk başvuru aşamasını geçen adaylardan ek bilgi, belge, doğrulama gibi talepler istenilecek. Adaylar, test, tetkik ve muayeneden geçirilecek, İngilizce dil yetenekleri için mülakata alınacak. Tüm bu süreçlerin sonunda aday sayısı 2’ye düşürülecek. Bu iki adaydan biri Uluslararası Uzay İstasyonu’na çıkacak ilk Türk olacak!
[description] => Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı olan 2023’te uzayda bir Türk olacak. [keywords] => Türkiye'nin İnsanlı İlk Uzay Projesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı, Türkiye’nin insanlı ilk uzay görevi, Türk uzay yolcusu, Uluslararası Uzay İstasyonu, Uzaya çıkan ilk Türk olacak, Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu, Milli Uzay Programı, TUA, TÜBİTAK [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2022-05-24 09:04:03 [updated_date] => 2022-05-24 11:23:17 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [1] => stdClass Object ( [id] => 737 [parent] => 23 [order] => 1 [lang_id] => f3f277e9397ed01b55cab0d48d2d1eb0 [title] => 2022 Çocuklar İçin Benzersiz Yaz Kampları [subtitle] => 17.05.2022 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/instagram-yaz-kamplari-2022.jpg [summary] => 2022 Çocuklar İçin Yaz Kamplarına Son Kayıtlar! 7-15 Yaş Grubu İçin Yaz Kampı Eğlencesi ve Benzersiz Eğitim Bir Arada! [content] =>
2022 ÇOCUKLAR İÇİN BENZERSİZ YAZ KAMPLARI
Türkiye'nin #1 numaralı uzay bilimleri ve teknolojileri eğitim merkezi Uzay Kampı Türkiyenin çocuklara özel yaz kampı programlarının kayıtları başladı! ABD'de bulunan kampla birlikte dünyada sadece iki ülkede bulunan, Türkiye'nin benzersiz "uzay bilimleri ve teknolojileri" eğitim merkezi Uzay Kampı Türkiyede her yıl olduğu gibi bu yıl da eğlence ve eğitim bir arada olacak! Sınırlı sayıda kontenjanla sunulan, 7 yaş ve üzeri katılımcılara açık yaz kampı programlarımızı kaçırmayın!
Yaz Kamplarımıza geri sayım başladı! 20 yılı aşkın uluslararası yaz kampları düzenleme tecrübemizle bu yıl da eşsiz programlar hazırladık. 19 Haziran'da başlayıp 27 Ağustos'a kadar devam edecek çocuklar için yaz kampı programları; çocukların öğrenme, aktif olma ve yeni arkadaşlar edinme konusunda kendilerini geliştirecekleri eğlenceli bir ortamda ve uygulamalı eğitimlerle sunulacak.
Fiziksel ve zihinsel becerilere odaklanan eğlenceli aktiviteler ve "Sıfır Yerçekimi Duvarı", "Uzay İstasyonu ve Discovery Uzay Mekiği Entegrasyonuyla Sanal Uzay Uçuşu", "Nesil Mars İnteraktif Sergi Alanı" gibi benzersiz eğitim araçlarıyla sunulan yaz kampı programları, zaman yönetimi, takım çalışması, sorumluluk alma becerilerinin gelişimini sağlayacak, hayatları boyu unutulmayacak bir eğitim tecrübesi yaşatıyor.
Uzay Kampı Türkiye'nin 7-15 yaş aralığındaki çocuklar için düzenlediği yaz kampları; katılımcılarına okulda öğrendikleri fen ve teknoloji derslerini farklı bakış açılarıyla pekiştirme imkanı sunarken aynı zamanda analitik düşünme ve özgüven kazanımı gibi yetkinlikleri de kazandırıyor.
Uygulamalı bilimsel etkinlikler ve eğlenceyle dolu 2022 yaz kampı programlarımız:
9-12 Yaş Grubu Çocuklar ve Yetişkinler İçin Astro-Tur
2022 Çocuklar için Yaz Kampları Programları Eğlence ve Eğitimin Bir Arada Olduğu Etkinliklerle Dolu!
2022 çocuk yaz kampları, katılımcıların Uzay Kampı Türkiyenin dinamik ve eğlenceli eğitimleriyle keyifli anılar biriktirirken hayat boyu unutamayacakları bir deneyim sunacak.
Türkçe ve İngilizce dillerinde uygulanan Yaz Gençlik Kamplarına katılan gençler;
Çevrelerine ve teknolojiye karşı farkındalıklarını geliştirirler.
Uluslararası yaz kampı programlarında kendilerini yabancı dilde ifade etme becerilerini geliştirirler.
Astronot simülatörlerini kullanarak uzay teknolojilerini yakından tanırlar; matematik ve fen bilimleriyle olan ilişkilerini öğrenirler.
2022 Konaklamalı Gençlik Yaz Kampları
Uluslararası Dostluklar Bu Kampta Kuruluyor: “Galaktik Yaz Kampı”yla Benzersiz Bir Eğitim Macerası Yaşayın!
Açık alan oyun parkı "Astronot Macera Parkurunda" sosyalleşme ve takım çalışması etkinlikleri
2022 yaz kampı programları kapsamında düzenlenecek en uzun süreli (6 gün) yaz kampı programı Galaktik Yaz Kampı; çocukların astronot simülatörleriyle uygulamalı eğitim alıp, dijital gezegenevinde astronomi dersleri ve sanal uzay uçuşu gibi etkinliklerle uzay bilimlerini öğrenirlerken, aynı zamanda özel sunumlar gecesi, takım oyunları, barbekü partisi gibi eğlenceli etkinliklerle eşsiz bir hafta yaşayacakları yaz gençlik kampıdır. Galaktik Yaz Kampı 9-15 yaş grubundan çocuklar için ve sadece haziran, temmuz ve ağustosta uygulanacak. İngilizce ve Türkçe seçenekli uluslararası yaz kampı bu yıl da en gözde yaz kampı programı olacak. 2022 yaz kampı programlarına; Bulgaristan, Polonya, Romanya ve Litvanya'dan öğrencilerin katılması bekleniyor.
*Türkiye’de ikamet eden öğrencilere 31 Mayıs 2022 tarihine kadar kayıt ve ödeme işlemlerini tamamlamış olmaları koşuluyla 10% indirim uygulanır.
“Aile-Çocuk” Uzay Kampı Programında Çocuğunuzla Birlikte Unutulmaz Bir Hafta Sonu
Çocuğunuzla birlikte farklı bir deneyim mi yaşamak istiyorsunuz? O zaman “Aile-Çocuk Uzay Kampı” programımız tam size göre!
Konaklamalıaile kamplarımızda, ailelerin çocuklarıyla birlikte keyifli zaman geçirebilmeleri ve çocukların da ebeveynleriyle olan iletişimlerini geliştirip, özgüven kazanmalarını hedefliyoruz. Anne- babalar; uzay istasyonu ve uzay mekiğiyle uçuş görevi, simülatör kullanımı gibi takım çalışması gerektiren etkinliklerde çocuklarıyla birlikte yer alacaklar. 7-10 yaş aralığında bir çocuğun bir ebeveyniyle (veya 18 yaşından büyük bir refakatçiyle) birlikte katıldığı 2 günlük konaklamalı Aile-Çocuk Uzay Kampı programı 22-24 Temmuz ve 12-14 Ağustos tarihlerinde uygulanacak.
Okul Gruplarının Gözdesi: "Yıldızlar ve Gezegenler Macerası"
Vücudunuzun geri kalanı birden fazla eksende dönerken, ağırlık merkezinizi tek bir yerde tutan çok eksenli simülatör... Göründüğünden daha eğlenceli olduğuna emin olabilirsiniz!
Yaz kampı seçeneklerinden bir diğeri olan Yıldızlar ve Gezegenler Macerası, uzay bilimleri ve teknolojileri alanında bilinçlendirmeyi hedefleyen iki gün süreli programdır. Yıl boyunca grup katılımlarına da açık olan; Türkiye'nin dört bir yanından katılan okul gruplarının gözdesi Yıldızlar ve Gezegenler Macerası, 2022çocuklar için yaz kampı programları kapsamında bireysel katılımcılar için de sunulacak. Katılımcılar; Mars'ı sanal olarak keşfedecekler, NASA tasarımlı astronot simülatörlerini deneyimleyerek Discovery Uzay Mekiği simülatörü ve Uzay İstasyonu entegrasyonuyla yapılan sanal uzay uçuşu görevinde unutulmaz bir uzay serüveni yaşayacaklar.
Simülatörlü Aile Turu:Çocuğunuzla birlikte VR Deneyimi Yaşayın
İzmir'e kısa süreli gelmeyi planlıyorsanız veya sınırlı zamanınız varsa; çocukla birlikte katılabileceğiniz bilim gezilerimizi mutlaka inceleyin..!
İzmir'de kısa süreliğine bulunuyorsanız veya sınırlı zamanınız varsa ve "çocukla İzmir'de yapılabilecek aktivite" arıyorsanız günlük bilim gezilerimizi mutlaka denemelisiniz. Yıl boyunca belirli dönemlerde düzenlenen programlarımız 2022 yaz döneminde de uygulanacak.
7-15 yaş arasındaki öğrencilerin 1 yetişkinle birlikte katılabildiği, Simülatörlü Aile Turunda; Uzay Kampı Türkiyenin en çok ilgi çeken simülatörlerinden sanal gerçeklik simülatörüyle sanal gerçeklik deneyimi yaşamanın keyfine varacak, Nesil Mars İnteraktif Sergi AlanındaMars’ta kurulması planlanan yaşam alanları hakkında detaylı bilgileri öğreneceksiniz! Programda;topraksız tarım, dijital yıldızevinde astronomi, roketlerin temel çalışma prensipleri, eğlenceli bilimsel deneyler ve simülatör gösterisi gibi etkinlikler de bulunuyor.
Ebeveynlerin ve okul öncesi çağdaki çocukların birlikte katılabildikleri günlük gezi programıdır. 5-6 grubundan bir çocuk ve ebeveyninin (veya 18 yaşından büyük bir refakatçinin) birlikte katıldığı Minikler Uzayda- Aile Turu programı; çocukların bilişsel, zihinsel ve motor gelişimlerini destekleyecek özel etkinlikleri içeriyor.
Meraklı ve öğrenmeye istekli çocukların eşsiz bir öğrenme ortamında ebeveynleriyle olan etkileşimlerinin ve fen bilimlerine karşı farkındalıklarının artırılması, uzay teknolojileri hakkında bilgilendirilmeleri hedeflenmektedir.
Astronomi ağırlıklıgünlük gezi programıAstro-Tur'a, uzay ve astronomi meraklısı yetişkinler de bireysel olarak katılabiliyor.
9-12 yaş arasındaki çocukların bir yetişkinle birlikte, 13 yaş ve üzerindeki katılımcıların tek başlarına katılabildiği astronomi ağırlıklı Astro-Tur programında;NASA tasarımlı astronot simülatörlerinin çalışma prensipleri anlatılıp simülatör gösterisi yapılmaktadır. Program katılımcıları; sihirli küredegüneş sistemi eğitimi, gök atlası yapım atölyesi ve teleskopla gökyüzü gözlemi gibi etkinliklerle uzaya dair sorularına cevap bulacaklar.
(Okumak için Tıklayın) "...2002 yılında Uzay Kampı Türkiye'nin Uluslararası Yaz Kampı'na katılarak farklı ülkelerden gelen bambaşka kültürlerden arkadaşlar edindim. Program süresince Mars kolonisi, Uluslararası Uzay İstasyonu tasarımı ve..."
2022 Yaz Kamplarında Görüşmek Üzere!
[description] => 2022 Çocuklar İçin Yaz Kampları. Türkiye'nin Benzersiz Eğitim Merkezinde Eğlence ve Eğitim Bir Arada! [keywords] => Çocuklar için Yaz Kampları, Yaz Kampı Programları, 2022 Yaz Kampı Programları, 2022 çocuklar için yaz kampı, Gençlik Kampları, yaz kampı, yaz gençlik kampı, aile kampları, Aile-Çocuk Kampı, günlük aile turları, Yaz kampı seçenekleri, günlük gezi programı, yetişkinler için astronomi, okul öncesi çağdaki çocuklar için turlar, günlük aile turları, çocukla İzmir'de yapılabilecek aktivite [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2020-07-02 08:36:17 [updated_date] => 2022-05-23 09:02:26 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [2] => stdClass Object ( [id] => 848 [parent] => 23 [order] => 2 [lang_id] => 2b8fc9d46f1933ba20766ec8b393fbab [title] => AX-1 Görevi Neden Önemli [subtitle] => 09.05.2022 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/ax1-blog-1.png [summary] => Teknolojinin gelişmesi ve ona paralel olarak uzay çalışmalarının da hız kazanmasıyla bir ilk daha yaşandı. NASA, ESA, ROSCOSMOS gibi bir kamusal uzay ajansına bağlı olmayan Axiom Space şirketi, dört astronotuyla Uluslararası Uzay İstasyonuna gerçekleştirdiği uçuş görevi AX-1'i başarıyla tamamladı. [content] =>
AX-1 Görevi Neden Önemli
Uçuşta Görev Alan Astronotlar Kimlerdir?
AX-1 Görevinin Amacı Nedir?
AX-1 Görevi Neden Önemli?
AX-1 Mürettebatının Eğitimleri Nasıl Olur?
Bonus: AX-1 Mürettebatından Uzay Kampı Türkiye'yi Ziyaret Eden Astronot
Görev Alan Astronotlar Kimlerdir?
Eski bir NASA astronotu olan Görev Komutanı Michael López-Alegría aynı zamanda Axiom Space şirketinin başkan yardımcısı olarak görev yapmaktadır (Bu astronotla ilgili ilginç bir detayı da yazımızın sonunda paylaştık). Pilot olarak görevde yer alan Larry Connor ise hem bir girişimci hem de Ohio’lu bir aktivisttir. Bu görevde Connor, aynı yıl içinde hem okyanusa dalmış, hemen ardından ise Uzay İstasyonuna gitti. Uçuş Uzmanlarından biri olan Eytan Stibbe İsrail hava kuvvetlerinde pilotluk deneyimine sahiptir. Uzaya gidiş maliyetleri İsrail Uzay Ajansı tarafından karşılanan Stibbe, uzaya giden ikinci, Uluslararası Uzay İstasyonunu ziyaret eden ilk İsrailli astronot olarak tarihe geçmiştir. Diğer bir Uçuş Uzmanı olan Mark Pathy ise, MAVRIK isimli yatırım ve finans şirketinin CEO’su olarak görev yapmaktadır.
AX-1 Görevinin Amacı
AX-1 görevinin temel amacı, özel bir şirketin, fırlatma için yine farklı bir özel şirket olan SpaceX’in imkanlarını kullanarak uzay istasyonunda bir görev gerçekleştirmesi. Görev sırasında yapılan bazı özel deneyler ile uzay istasyonundaki çalışmalarda devam ettirilmiş oldu. Bu görevin amacı bizi aslında çok farklı bir yere götürüyor.
AX-1 Görevi Neden Önemli?
Görev dört astronotun uzaya gitmesinden ibaretmiş gibi görünse de aslında Uluslararası Uzay İstasyonunda yeni bir çağın başladığını gösteriyor. Bu durumda şirketler kendi astronotlarını NASA veya ROSCOSMOS gibi ajansların gözetimi altında yetiştirebilecek ve gerekli ücret ödendikten sonra Uluslararası Uzay İstasyonu, tüm insanlar için bir deney merkezi haline gelecek. Tüm bunlar ülke, katkı ve üyelik gerektirmeksizin yapılabilecek. Örneğin Türkiye’den bir şirket, gerekli yatırımı sağladıktan sonra üye uzay ajanslarının da yardımıyla astronotlarını yetiştirebilir ve Uluslararası Uzay İstasyonuna gönderebilir. Ayrıca yalnızca uzayda yapılabilen deneyler için birinci elden sonuçlar elde edebilir.
Uzaya Gitmek için Verilen Eğitim Nasıldır?
AX-1 görevinde yer alan astronotlar fırlatmadan önce güvenlik, sağlık, uzay istasyonu sistemleri ve fırlatma süreçleri için 10 ay boyunca 700 ile 1000 saat arasında bir eğitim sürecine tabi tutuldular. Hatta NASA bu süreçlerdeki eğitimlerini AX-1 görevi için yeniden güncelleyerek eğitim standartlarını bile yükseltti. Uzay hem çok güzel hem de çok riskli bir ortam olduğundan uzay istasyonunda geçecek 1 dakika dahi astronotların bu eğitimleri almalarını gerektiriyor.
Bonus: Uzay Kampını Ziyaret Eden Astronot
Görev komutanı Michael López-Alegría, 4 ekip üyesinden de tecrübeli bir NASA astronotu. López-Alegría, 2002 yılında STS-113 isimli görevde Endeavour Uzay Mekiğiyle Uluslararası Uzay İstasyonunu ziyaret etmişti. 20 yıl sonra yine aynı adı taşıyan SpaceX Dragon “Endeavour” kapsülü ile uzay istasyonunu yeniden ziyaret etme fırsatı yakalayan Astronot Alegría, 2013 yılında Uzay Kampı Türkiye’yi ziyaret etmiş,6 Günlük Galaktik Yaz Kampı’na katılan katılımcılarımıza uzay yolculuğu hakkında unutulmaz bir sunum vermiştir.
Uzay turizmi gün geçtikçe gelişmeye ve öncesine nazaran ucuzlamaya devam ediyor. Sizce Uluslararası Uzay İstasyonunda ilk Türk astronotu’da bu sayede mi göreceğiz?
[description] => Teknolojinin ve uzay çalışmalarının hız kazanmasıyla geçtiğimiz günlerde bir ilk daha yaşandı. NASA, ESA, ROSCOSMOS gibi bir kamusal uzay ajansına bağlı olmayan Axiom Space isimli şirket, 4 astronotuyla Uluslararası Uzay İstasyonuna AX-1 isimli ilk görevini başarıyla tamamladı. [keywords] => AX-1 Görevi Neden Önemli, uzay istasyonundaki çalışmalar, AX-1 görevinde yer alan astronotlar, uzay yolculuğu hakkında, uzay istasyonundaki çalışmalar [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2022-05-05 17:13:12 [updated_date] => 2022-05-13 17:52:30 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [3] => stdClass Object ( [id] => 846 [parent] => 23 [order] => 3 [lang_id] => e17816b9e5c8d371d929e95e50ac0134 [title] => ARTEMİS - BEKLENEN AY GÖREVİ [subtitle] => 31.03.2022 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/astro-bulten-sablon-instagram-gonderisi.jpg [summary] => NASA, 2024 yılında ARTEMİS Göreviyle Ay’a yeniden insanlı görevleri başlatmayı hedefliyor. Buradaki ana hedeflerden biri, her ne kadar Ay yüzeyinde kalıcı bir yerleşke kurmak gibi görünse de aslında hedef çok daha büyük. [content] =>
Astro Bültenimizin üçüncü sayısında, 1969 yılında gerçekleştirilen Ay'a İniş'in en özel anlarını sizlerle paylaşıyor ve Ay yüzeyinde dünyadan çıplak gözle izlenebilecek bir yerleşimin hayali kuruyoruz.
İnsanlığın tarihi başarısının ardından Neil Armstrong'un ünlü sözlerini duyduğunuzda tüyleriniz diken diken olacak!
İnsanlık tekrar Ay'a seyahat edecek mi?
Uzaya çıkarken en zorlandığınız şey nedir?
Artemis Ay Görevleri ile neler planlanıyor?
Ay, Mars'a seyahat ederken bir aktarma istasyonu olacak mı?
20 Temmuz 1969 günü Houston’da saatler 20:16’yı gösterirken görev kontol merkezinde Apollo 11 Ay’a İniş Modülü pilotu Buzz Aldrin’in şu sözleri yankılandı: “ son %5”.
Neil Armstrong ve Buzz Aldrin isimli iki astronot, Ay yüzeyinden sadece 30 metre yüksekteydiler. Fakat geriye yakıtlarının sadece %5 kalmıştı. O sırada Buzz Aldrin bir kez daha göstergeleri kontrol etti. Neil Armstrong’a “son 22 metre” diye seslendi.
Saatler 20:17’yi gösterdiğinde, Eagle isimli Ay’a İniş Aracı, içinde iki astronotla birlikte Ay yüzeyindeki bir toz bulutu içinde sanki yeniden doğuyordu. İnsanoğlunun bu yeni başarısı o ana kadar sessizliğini koruyan görev komutanı Neil Armstrong’un şu sözleriyle evrende yankılandı. “Houston, Burası Tranquility bölgesi. Eagle inişini gerçekleştirdi.”
Yaklaşık 2 saat sonra, Doğu Amerika saatiyle 22:56’da ise Ay yüzeyinde bırakılacak ilk insan izi Neil Armstrong tarafından şu sözlerle ifade edildi;
“Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım”.
Böylece insanoğlu Dünya dışındaki bir gök cismine ilk defa ayak basmış oldu.
Şimdi ise, tam 53 yıl sonra, insanoğlunu ilk defa Ay’a götüren Saturn V roketinin fırlatıldığı rampada başka bir roket, aynı hedef için son hazırlıklarını yapıyor. Uzay Fırlatma Sistemi (Space Launch System – SLS) olarak adlandırılan roket, insanlığı yeniden Ay’a götürmeyi hedefliyor. Fakat bu defa ziyaret etmekten çok, orada yerleşik bir düzen kurulması planlanıyor.
Geçtiğimiz haftalarda NASA Artemis isimli yeni uzay programı bünyesinde SLS roketinin son denemesi olan “Islak Elbise Provası” olarak adlandırılan tam yakıtlı testini tamamladı. Bu testte tüm sıvı yakıtların, tanklara doldurulup boşaltılması süreci olduğundan dolayı buna Islak Elbise Provası ismi verilmiştir. Bu testin bir diğer anlamıysa artık gerçek fırlatmanın çok yakında gerçekleşeceğinin bir işareti olmasıdır.
İlk görevi insansız yapılacak olan SLS, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve NASA’nın ortak geliştirdiği Orion isimli uzay kapsülünü Ay’ın yörüngesine taşıyacak ilk kuvveti verecek ve sonrasında Orion, Ay’ın yörüngesinde bir tam tur atarak Dünya’ya geri dönecek.
NASA, 2024 yılında Ay’a yeniden insanlı görevleri başlatmayı hedefliyor. Buradaki ana hedeflerden biri, her ne kadar Ay yüzeyinde kalıcı bir yerleşke kurmak gibi görünse de aslında hedef çok daha büyük.
Dünya’dan fırlatılan bir roketin Dünya’nın kütle çekim kuvvetinden kurtulması ve yörüngeye ulaşması için tonlarca yakıt harcaması gerekiyor. Newton’un üçüncü hareket yasasına göre bir roket motorundan çıkan itme gücü “etki”, bunun sonucunda roketin yükselmesi ise “tepki” olarak adlandırılıyor. Fakat Dünya’nın kütle çekim kuvveti çok fazla olduğundan tepkinin gerçekleşmesi için etkinin roket ağırlığından çok ama çok fazla olması gerekiyor.
Gelecekte Mars’a gerçekleştirilecek insanlı görevlerde de bu kütle çekim kuvvetinden dolayı çok fazla yakıt harcanacaktır. Eğer kütle çekim kuvveti 6 kat daha az olan bir gök cisminden uzaya bir nesne fırlatılırsa, çok daha az yakıt kullanılarak çok daha uzaklara yolculuk yapılabilinecektir. İşte bu yüzden Ay yüzeyinde bir üs kurmanın ve buradan Mars’a veya diğer gök cisimlerine ulaşmanın planları yapılmaktadır.
Bunun yanı sıra eğer görevler gerçekleşirse, NASA, bir ilke daha imza atmaya hazırlanıyor. 1969-1972 yılları arasında Ay yüzeyinde yürüyen 12 astronotun tümü erkeklerden oluşmaktaydı. Fakat bu defa NASA, Ay’da yürüyecek ilk kadın astronotu da Artemis programıyla Ay’a göndermenin çalışmalarını da yapıyor.
Özellikle dolunay zamanlarında gök yüzünde altın bir disk gibi parlayan Ay, tüm bu çalışmalar yapıldıktan sonra acaba nasıl görünecek? Günümüzde uzaya yapılan fırlatmaları izlemek için fırlatma yapılan yere gidilmesi gerekirken, Ay yüzeyinden yapılan fırlatmaları bir gece oturup teleskoplarımızla izleyebilecek miyiz?
Merak ve heyecanla bekliyoruz..
[description] => NASA, 2024 yılında ARTEMİS Göreviyle Ay’a yeniden insanlı görevleri başlatmayı hedefliyor. Buradaki ana hedeflerden biri, her ne kadar Ay yüzeyinde kalıcı bir yerleşke kurmak gibi görünse de aslında hedef çok daha büyük. [keywords] => Ay'a İniş, Neil Armstrong, Astro Bülten, 20 Temmuz 1969, Apollo 11 Ay’a İniş Modülü pilotu Buzz Aldrin, Ay yüzeyi, Eagle, Ay’a İniş Aracı, Ay yüzeyi, Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım, Dünya dışındaki bir gök cismi, Ay’a götüren Saturn V, Uzay Fırlatma Sistemi, Space Launch System – SLS, Artemis, SLS roketi, sıvı yakıt, Islak Elbise Provası, Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Orion, Dünya’nın kütle çekim kuvveti, Newton’un üçüncü hareket yasası, etki-tepki, Mars’a fırlatılacak insanlı görevler, Ay yüzeyinde yürüyen 12 astronot, kütle çekim kuvveti, Ay’da yürüyecek ilk kadın astronot, Artemis programı, [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2022-03-30 17:28:29 [updated_date] => 2022-05-20 14:43:54 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [4] => stdClass Object ( [id] => 842 [parent] => 23 [order] => 4 [lang_id] => 7a005fb93a560b53d5d2f8f8cd1cf54f [title] => KARA DELİK NEDİR [subtitle] => 15.03.2022 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/kara-delikler.png [summary] => Kara delikler.. Yapısının ne olduğunu hala tam olarak bilemediğimiz, inanılmaz kütle çekimi yüzünden ışığın bile "kaçamadığı", hakkında binlerce farklı teorilerin bulunduğu hatta bazı teorilere göre alternatif evrene açılan bir kapı olarak da düşünülen uzayın en bilinmezi. [content] =>
Kara Delik Nedir
Kara Deliklerin sahip oldukları yüksek çekim kuvvetlerinden dolayı 300 bin km/sn hızla hareket eden ışığın bile yüzeyinden "kurtulamadığını" ve bu nedenle "karanlık" olduklarını biliyor muydunuz? ("Kurtulma" üç boyutlu bir uzayda bulunan cismin kendisini etkileyen kütleçekiminden kurtulabilmesi için ulaşması gereken minimum hızı anlatır. Örneğin bu değer Dünyamız için sadece 11.2 km/s 'dır)
Bu yazımızda aşağıdaki başlıklarla kara delikleri inceleyip "Kara Delik Nedir" sorusunu cevaplandırmaya çalışacağız.
Kara Delik Nedir?
Yıldız Kütleli Kara Delikler
Orta Seviye Kara Delikler
Süper Kütleli Kara Delikler
Kara Deliklerin İçini Görebilir miyiz?
Doğrudan gözlenemediği için bu uzay bilinmezine “kara delik” ismi verilmiştir. Bu isim ilk olarak 1967 yılında teorik fizikçi John Wheeler tarafından NASA’daki bir konferansta kullanılmıştır.
Kara delikleri nasıl görüyoruz?
Işığın evren gözlemindeki önemi çok büyüktür. Uzayı gözlemlemek için kullandığımız basit gözlem teleskoplarında, gök cisminin ışığının bir mercek yardımıyla katbekat büyütülmesiyle görüntü elde edilmekte ve tüm bilgiler bir "nokta kaynaktan" gelen ışığın incelenmesiyle elde edilmektedir. Böyle bir durumda da elektromanyetik spektrumun sadece görünür ışık kısmından gelen ışığı toplayan ve odaklayan optik gözlem teleskopları kullanılarak ışığı olmayan bir kara deliğin gözlemlenmesi imkansız olacaktır.
Ancak kara deliğin yakınlarında bir yıldız veya yüksek yoğunluğa sahip gaz bileşenleri bulunuyorsa kara delik onları kendi içine doğru çekebilir. Çekilen bu maddeler doğrudan kara deliğin içine düşmezler; kara delik etrafında yığılma diski adı verilen bir yapıyı oluştururlar. Bu yapı tabiri caizse tıpkı bir lavabo gideri gibi kara deliğin içine doğru ilerlerken sarmal bir yapı oluşturur ve bu yapıyı takip eden nesneler kara delik tarafından yutulur. Yığılma diski neredeyse ışık hızına yakın bir hızla kara delik etrafında dolanır ve disk içinde bulunan parçacıkların birbirine çarpması veya sürtünmesinden dolayı sıcaklık milyonlarca santigrat dereceye kadar yükselir. Tam bu aşamada X ışını gözlemi yapan, dünya atmosferi dışına konumlandırılmış gelişmiş teleskoplar tarafından bu sıcaklık algılanır ve o noktada bir kara deliğin varlığından söz edilebilir.
2019 yılının Nisan ayında Olay Ufku Teleskobu (Event Horizon Telescope) projesi ile devasa büyüklükte bir eliptik gök ada olan M87’nin merkezinde bulunan süper kütleli kara delik ilk defa bu yöntemle gözlemlenmiştir.
Evrendeki diğer her nesne gibi daha büyük veya daha küçük olarak sınıflandırabileceğimiz toplamda üç farklı kara delik tipi bulunmaktadır.
Yıldız Kütleli Kara Delikler
Aynı zamanda büyük yıldızların kalıntıları olarak da adlandırılan yıldız kütleli kara deliklerdir. Bu kara deliklerin çapları tipik olarak 16 ile 48 km arasındadır. Güneş’ten çok daha büyük kütleli bir yıldızın bir süpernova ile patlaması ve dış katmanlarını uzaya püskürten yıldızın bir yandan da kendi üzerime çökmesi sonucu bu tip kara delikler oluşur. Eğer yıldızın kütlesi görece az ise bu çöküş bir noktada durur ve kara delik yerine Nötron yıldızı adını verdiğimiz yıldızlar oluşabilir. Bu kara deliklerin gözlemlenebilir evrendeki oranı yaklaşık %1 kadardır. Bu yüzde her ne kadar küçük gibi görünse de bilim insanları gözlemlenebilir evrende 40 Kentrilyon’dan (40x1018) fazla yıldız kütleli kara delik olduğunu düşünmektedir.
Bu kara deliklerden biraz daha büyük olan ve 2021 yılında ortaya atılan orta seviye kara delikler, süper kütleli kara deliklerden daha küçüktür. Bir gama ışını patlamasını takip eden bilim insanlarınca ilk defa keşfedilmiştir. Yine bireysel yıldızların ömrünün sonuna gelmesi ve yıldızın çökmesi sonucu oluşur. Fakat bu defa yıldız çok büyüktür. İlk keşfedilen orta seviye kara deliğin kütlesi Güneş’ten tam 55 bin kat daha fazladır.
En büyük, en şaşırtıcı ve en merak uyandıran kara delikler ise süper kütleli kara deliklerdir. Bu kara deliklerin kütlesi Güneş’ten milyarlarca kat daha fazladır. Genel bir teoriye göre her gök adanın merkezinde bu kara deliklerden bir tane bulunur. Örneğin kendi gök adamız olan samanyolu gök adasının merkezinde bulunduğuna inanılan Sagittarius A, Güneş’in kütlesinden tam 4 milyon kat daha yüksek bir kütleye sahiptir. Aralarında bir Türk bilim insanımız, Feryal Özel'in de bulunduğu Olay Ufku Teleskobu ekibi, Samanyolu'nun merkezindeki süper kütleli kara delik olan, Dünya'dan yaklaşık 27 bin ışıkyılı uzaklıktaki Sagittarius A 'nın ilk görüntüsünü elde ederek önemli bir çalışmaya imza attı. Böylelikle kara delik etrafındaki toz ve gölge de ilk defa tespit edilmiş oldu.
Süper kütleli kara deliklerin, nasıl oluştuğuna dair araştırmalar sürmektedir. Bu araştırmaların bir sonucu olarak en çok desteklenen teoriye göre süper kütleli kara delikler evrenin erken tarihinde çöken yıldızlararası hidrojen bulutlarından oluşmuş olabilir. Başka bir teoriye göre bu kara delikler, birden fazla kara deliğin birbiriyle birleşmesi ve asırlar boyunca fazla kütle biriktirmesi sonucu oluşmuştur.
Yazımızın başında da değindiğimiz üzere, ışığın dahi içerisinde hapsolduğu kara deliklerin içini maalesef göremiyoruz. Ancak astrofizik teorilerine göre, bir kara deliğin merkezi, tüm kara deliğin kütlesinin sonsuz yoğunlukta küçük bir noktada toplandığı yer ya da diğer adıyla tekillik (singularity) olarak biliniyor. Bu nokta, kara deliğin o muazzam büyüklükteki kütle çekimi kuvvetinin merkezi olarak düşünülüyor. Buradaki kütle çekim kuvvetini ancak kuantum fiziği ile anlayabiliriz. Ancak henüz bir kuantum kütle çekim teorisine sahip olmadığımız için, bir kara deliğin merkezinde gerçekte ne olduğunu tanımlamak günümüz teknolojisiyle maalesef imkansızdır.
İnsanlık olarak gelişen teknolojiyle bir kara deliği, Dünya’nın dört bir yanından sekiz farklı teleskobu kullanarak ilk defa fotoğrafladık. Yine gelişen teknolojik sistemleri kullanarak Kuantum bilgisayarlarını kuruyor, hesaplamaları yapmaya çalışıyor ve her geçen gün evrenin sırlarını ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.
Kara deliklerin sırları çözülebilecek mi? Einstein ve Hawking’in teorileri kanıtlanacak mı? umarız bu soruların cevaplarını da en yakın zamanda verebiliriz.
[description] => Uzay hakkında belki de en çok sorulan sorulardan birine yanıt buluyoruz... Yapısının ne olduğunu hala tam olarak bilemediğimiz, inanılmaz kütle çekimi yüzünden etrafındaki ışığı dahi içine çeken, hakkında binlerce farklı teorilerin bulunduğu hatta bazı teorilere göre alternatif evrene açılan bir kapı olarak düşünülen uzayın en bilinmezi. [keywords] => evrenin en karanlık noktaları, Kara Delik Nedir?, Yıldız Kütleli Kara Delikler, Orta Seviye Kara Delikler, Süper Kütleli Kara Delikler, Kara Deliklerin İçini Görebilir miyiz?, Yığılma diski, Olay Ufku Teleskobu, Event Horizon Telescope, Kara deliklerin farklı tipleri var mıdır, süper kütleli kara delikler, Orta Seviye Kara Delikler, Yıldız Kütleli Kara Delikler, kara deliklerin içerisinde ne var, kütle çekimi kuvveti, kuantum fiziği, kara deliklerin sırları, kara delik etrafında yığılma diski [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2022-03-15 11:19:02 [updated_date] => 2022-05-24 10:53:52 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) )
Teknolojinin gelişmesi ve ona paralel olarak uzay çalışmalarının da hız kazanmasıyla bir ilk daha yaşandı. NASA, ESA, ROSCOSMOS gibi bir kamusal uzay ajansına bağlı olmayan Axiom Space şirketi, dört astronotuyla Uluslararası Uzay İstasyonuna gerçekleştirdiği uçuş görevi AX-1'i başarıyla tamamladı.
NASA, 2024 yılında ARTEMİS Göreviyle Ay’a yeniden insanlı görevleri başlatmayı hedefliyor. Buradaki ana hedeflerden biri, her ne kadar Ay yüzeyinde kalıcı bir yerleşke kurmak gibi görünse de aslında hedef çok daha büyük.
Kara delikler.. Yapısının ne olduğunu hala tam olarak bilemediğimiz, inanılmaz kütle çekimi yüzünden ışığın bile "kaçamadığı", hakkında binlerce farklı teorilerin bulunduğu hatta bazı teorilere göre alternatif evrene açılan bir kapı olarak da düşünülen uzayın en bilinmezi.