Dünya'mıza Asteroit Çarpmasının Etkileri Ne Olur, Nasıl Korunabiliriz?
ASTEROİT ÇARPMASI
Dünyamıza bir asteroit çarpma tehdidi oluşturursa ne olacağını hiç düşündünüz mü? Armageddon gibi bir film izledikten sonra böyle bir senaryonun gerçekten yaşanabileceği aklınıza geldi mi?
Uzayda dolanan kaya ve taş parçaları var ve her gün bunlardan yaklaşık 100 tonu Dünya’ya düşüyor. Peki Dünya'ya düşen bu gök cisimlerini ayırt edebiliyor musunuz? Acaba gece gökyüzünde aniden parlayan bir cisim olarak gördüğümüz bir kuyruklu yıldız mı? Kayan bir yıldız mı yoksa bir Asteroit mi? Peki tanımlanamayan bir cisim olabilir mi?
30 Haziran Uluslararası Asteroit günü olarak kutlanıyor. Asteroitler hakkında küresel farkındalık oluşturmak için bugünün Asteroit Günü olarak ilan edilmesi nedeniyle bu yazımızda asteroitler, asteroitlerin oluşturdukları tehditler ve asteroit çarpmasından nasıl korunabileceğimiz üzerine bir yolculuğa çıkacağız.
ASTEROİT NEDİR, ASTEROİTLER NASIL AYIRT EDİLİR?
"Asteroitler nedir ve asteroitler nasıl ayırt edilir?" gökyüzüne dair en çok merak edilen konular arasında gelir. Bildiğimiz en ünlü asteroit milyonlarca yıl önce Dünya’ya çarparak dinozorların neslinin tükenmesine neden oldu. Bilim insanları asteroitleri “Güneş'in etrafında dolanan ve gezegenlere göre çok daha küçük olan kayalık gök cisimleri” olarak tanımlarlar. Mars ve Jüpiter arasında yer alan, asteroit kuşağında garip şekilli binlerce asteroit vardır. Asteroit kuşağının ya Jüpiter'in yakın çekim kuvveti nedeniyle oluşan bir gezegenden kalan maddeler olduğu ya da bir çarpışma nedeniyle parçalanan bir gezegenden arta kalan "döküntülerden" meydana geldiği düşünülür.
Boyutları 10 metre ile 1000 kilometre genişliğinde değişebilen asteroitlerden şimdiye kadar keşfedilenlerin en büyüğü Ceres, yaklaşık 960 km genişliğindedir. Asteroitlere olan bilimsel ilginin en büyük nedenlerinden birisi de 4.6 milyar yıl önce Güneş sisteminin oluşum sürecinin nispeten değişmemiş kalıntılarına sahip olma ihtimalidir.
ASTEROİT DÜNYA’YA ÇARPARSA NE OLUR..?
Asteroit Dünya'ya çarparsa ne olur diye endişe etmekte haklılık payı var çünkü asteroitlerin çoğu Dünya’nın atmosferine girdikten sonra daha yere ulaşmadan parçalansalar da, Dünya’ya bir asteroitin çarpma tehlikesi bizim için olağan bir tehdittir. Tıpkı dinozorların neslinin tükenmesine neden olan asteroitte olduğu gibi yörüngelerinden çıkıp, Dünya’ya çarpabilirler.
Peki kötü senaryo gerçekleşirse yani bir asteroit Dünya'ya çarparsa ne olur? Asteroitin Dünya'ya çarpmasıyla; atmosferde yükselen toz ve duman, güneş ışığının dünyamıza ulaşmasını engeller ve toplam sıcaklığın düşmesine neden olur. Bu olay bir çok canlının ölümüne yol açabilir. Eğer bir apartman büyüklüğündeki bir asteroit Dünya'ya çarparsa bu darbe muhtemelen küçük bir şehri yok edebilir. Eğer 20 katlı bir bina büyüklüğündeki bir asteroit Dünya'ya çarparsa bu darbe küçük bir ülkeyi tamamen düzleştirebilir.
Bilim insanlarının asteroitleri araştırmasının en büyük nedenleri; Güneş sistemi hakkında daha iyi bilgi sahibi olabilmenin yanında, sayılarını da öğrenmek, yörüngeleri ve fiziksel özellikleri hakkında daha fazla bilgi edinmek istemeleridir. Eğer bir asteroit rotasını bize doğru yöneltirse, tabii ki bunu bilmek isteriz!
30 Haziran 1908'de, 40 m'lik bir asteroit Sibirya’daki Tunguska bölgesine çarptı. Bu çarpma Londra büyüklüğündeki bir ormanlık alanı yok ederek, yakın dünya tarihinin en çok etki bırakan ve en önemli asteroit çarpması olarak kayıtlara geçti. 30 Haziran, 2016 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Asteroit Günü” olarak ilan edildi ve uzayda serbest dolaşan sayısız gök cisminin oluşturduğu Dünya’ya çarpma tehdidi konusunda farkındalık oluşturulması hedeflendi. Her yıl Asteroit Günü’nde Dünya çapında astronotlar, rock yıldızları ve bilim insanlarını bir araya getiren bir çok etkinlik yapılır. Bu etkinliklerde potansiyel asteroit çarpmalarına karşı uzaydaki savunmasız durumumuz üzerinde durulur, tehlikeli olan ve uzayda serbest dolaşan bu gök cisimlerinin Dünya’ya yönelmeleri durumunda gelecekte yüzleşme ihtimalimiz olan bilim kurgu senaryoları ve bulunan olası çözümler anlatılır.
Uzay Kampı Türkiye de bu alanda bilinci artırmak için 234-30 Haziran 2018 döneminde sunduğu 6 Günlük Yaz Kampı programnı “Asteroit Haftası” temasıyla sundu. Bu konseptle, bu 2019 yılında ikincisi düzenlenen Uluslararası Yaz Kampına; ABD, Fransa, Hindistan, Kırgızistan, Rusya ve Slovenya’nın da aralarında olduğu 9 farklı ülkeden toplam 107 öğrenci ve öğretmen katıldı. Katılımcılar, Uzay Kampı aktivitelerinin yanı sıra “Asteroit Çarpması Etkinliği” ve dijital yıldızevinde gerçekleştirilen özel film gösterimi gibi eğitsel ve eğlenceli etkinliklerle asteroitleri yakından tanıdılar.
Peki evimizi yani Dünyamızı bu tehditten nasıl koruyabiliriz?
Asteroitin Dünya'ya çarpması tehdidini ortadan kaldırmanın tek yolu onları tespit etmek ve rotasından saptırmaktır. Başta NASA olmak üzere birçok kuruluş, gezegenimize çarpma riski taşıyan gök cisimlerini belirlemek için gökyüzünün düzenli taramalarını yaparlar. Bu kuruluşlar, Dünya’ya çarpabilecek gök cisimlerinden korumanın en iyi yollarını aktif olarak araştırırlar. İyi bir planlama ile hazırlık yaparak, bir asteroitin oluşturabileceği yıkıcı etkiyi önleyebiliriz.
Gezegensel savunma olarak adlandırılan bu çalışmalar beş adımdan oluşur.
Asteroiti Tespit Etmek Eğer bir yerlerde bir asteroit olduğunu bilmiyorsak, onun Dünya’ya çarpmasını da engelleyemeyiz. Gökbilimciler çarpma tehdidi oluşturabilecek gök cisimlerini tespit etmek için yer-uzay tabanlı teleskoplar kullanırlar. Ayrıca kızılötesi görüntüleme araçları, üzerinden yansıyan ışıkların görülemeyeceği kadar karanlık olan nesneleri de bulmaya yardımcı olur.
Asteroiti İzlemek Asteroiti bulsak bile, Dünya’ya çarpıp çarpmayacağını nasıl bilebiliriz? Günler, aylar ve hatta yıllar boyunca birçok teleskopik gözlem ile onu izlememiz ve bilgi edinmemiz gerekebilir, edindiğimiz her bilgi asteroitin tahmini yörüngesini belirlememize yardımcı olur.
Asteroiti Tanımlamak Asteroitin dönme oranı, yapısı, hızı gibi özelliklerini bize anlatabilecek birçok teleskopik ve uzay aracı gözlemlerini, Dünya'yı tehdit etmeleri durumunda rotalarını değiştirmek için kullanabiliriz.
Asteroitin Yörüngesini Değiştirmek Dünya’ya doğru yönelmiş bir asteroit bulunduğunda, ne yaparız? Bu asteroitin bir şehri yok etme veya devasa bir tsunami oluşturma olasılığı ilk planda düşünmek istediğimiz bir konu değildir. Kötü senaryolara karşı olası hazır olma teknikleri vardır; ancak bu senaryoların daha fazla geliştirilmesi ve test edilmesi gerekmektedir. Duruma göre; ne kadar zamanımızın olduğuna, büyük ya da küçük boyutlu bir asteroit olma durumları ile karşı karşıya kaldığımıza göre seçeneklerimiz değişkenlik gösterir. Böyle bir durumda uygulanabilecek önlemler; kütle çekimi oluşturucu (bir uzay aracıyla çekim kuvveti yaratarak astreroitin rotasını değiştirmek), orta mesafede çarpışma (asteroite bir veya daha fazla uzay aracını çarptırmak), lazer ışınları (asteroit üzerinde itiş kuvveti oluşturmak için bir parçasını ısıtarak buharlaştırmak) gibi tekniklerin geliştirilmesini içerir. Son çare olarak asteroitin parçalanması için nükleer seçeneklere başvurulabilir.
Eğitim ve Koordinasyon Herhangi bir asteroitin Dünya'ya çarpması uluslararası afet müdahalesini gerektirecektir. Ayrıca, asteroit tehdidiyle ilgili olarak afet ve acil durum yönetim kurumlarında ve kamuoyunda eğitim gereklidir. Herkesin tehdit seviyesinin ve bu tehdidi ortadan kaldırma potansiyelinin farkında olması önemlidir.
Bütün bunların dışında amatör astronomlar ya da diğer bir ifadeyle gök bilimiciler, bilim insanları ile gezegenimizin savunması için birlikte çalışabilirler. Amatör astronomlar, evrende gizlenen daha küçük ve potansiyel olarak yıkıcı asteroitleri tanımlamaya yardımcı olabilirler.
Peki siz amatör gök bilimci olmak ister miydiniz?
Kim bilir böylece belki de “evimizin” muhafızlarından biri olabilirsiniz..!
Meteoroit: 10 metreden küçük boyuttaki asteroitlerin dünya atmosferine girişinden sonra oluşan enkazlarına meteoroid denir. Bunlar bir kum tanesi kadar küçük olabilirler.
Yıldız Kayması: Bir meteoroid Dünya atmosferine girdiğinde Dünya'ya doğru inerken yanmaya başlar ve karşılaştığı hava direnci nedeniyle arkasında göz kamaştırıcı bir ışık izi bırakır. İşte buna yıldız kayması denir.
Kuyruklu yıldız: Kuyruklu yıldızlar Güneş'in yörüngesinde ilerleyen ve buz ve gazdan oluşan gök cisimleridir. Güneşe yaklaştıkça eriyen kuyruklu yıldızın buz kütleleri parlayarak arkasında uzun bir "kuyruk" oluşturur.
Array ( [0] => stdClass Object ( [id] => 737 [parent] => 23 [order] => 1 [lang_id] => f3f277e9397ed01b55cab0d48d2d1eb0 [title] => 2021 Çocuklar İçin Yaz Kampları [subtitle] => 16.02.2021 [header_img] => 0 [list_img] => [summary] => Yaz tatilinde uzayı keşfetmeye hazır olun! Çocuklar için yaz kampları başlıyor! [content] =>
ÇOCUKLAR İÇİN YAZ KAMPLARI BAŞLIYOR!
Çocuklar için yaz kampları başlıyor! Yaşadığımız pandemi süreci nedeniyle bir süredir ara verdiğimiz programlarımıza Temmuz ayı itibariyla başlıyoruz ve sonunda uzay ve astronomi tutkunu ziyaretçilerimizle tekrar buluşuyoruz!
Uzay Kampı Türkiye olarak COVID-19 sebebiyle almış olduğumuz önlemleri"COVID-19 Önlemleri"sayfasından görüntüleyebilirsiniz.
Bize ulaşarak "Çocuklar için önerilen yaz kampı programları nelerdir" diye soran tüm takipçilerimize çok teşekkür ederiz. Düzenlenen 2021 yaz kamplarında, çocukların yaz tatillerini verimli bir şekilde geçirmeleri hedeflenirken bu yaz da yetişkinlerin katılabileceği özel program seçeneklerimiz olacak. Uygulamalı bilimsel aktivitelerle dolu yaz programlarımıza gelin birlikte bakalım:
2021 Çocuklar için Yaz Kampı Programları
Çocuklar için "Galaktik" Yaz Kampı
Aileler için Yaz Kampı: Aile-Çocuk Uzay Kampı
"2021 Çocuk Yaz Kamplarında" Eğlence ve Öğrenmeyle Dolu Bir Yaz Sizi Bekliyor!
2021 çocuk yaz kampları, katılımcıların Uzay Kampı Türkiyenin dinamik ve eğlenceli eğitimleriyle keyifli anılar biriktirerek hayat boyu unutamayacakları bir deneyim yaşamaları için kurgulandı. Eğlenceli içeriklerin yanı sıra katılılımcıların programlarımızı yorum yapabilen, problem çözme yetisine sahip, analitik düşünebilen, çözüm yolları için araştırmacı, yenilikçi ve hayal gücünü kullanabilen bireyler olarak tamamlamalarını hedefliyoruz.
Türkçe ve İngilizce dillerinde uygulanabilen Yaz Gençlik Kamplarına katılan gençler;
NASA tasarımlı simülatörleri kullanarak uzay teknolojisini yakından tanırlar, matematik ve fen bilimleriyle olan ilişkisini öğrenirler.
Çevrelerine ve teknolojiye karşı farkındalıklarını geliştirirler.
Uluslararası yaz kampı programlarında kendilerini yabancı dilde ifade etme becerilerini geliştirirler.
“Galaktik Yaz Kampları”yla Unutulmaz Bir Eğitim Macerası…
2021 yaz kampı programlarımız kapsamında iki dönemde açmayı planladığımız “Galaktik Yaz Kampı” programı; gençlerin, astronot simülatörleriyle eğitim, dijital gezegenevinde astronomi dersleri, roket yapımı ve fırlatılması, özel sunumlar gecesi, havuz aktiviteleri, barbekü partisi gibi etkinliklerle uzay bilimleri alanında bilgilenirken, aynı zamanda eğlenceli etkinliklerle eşsiz unutulmaz bir hafta yaşayacakları yaz gençlik kampıdır. Galaktik Yaz Kampı Programları, 20-26 Haziran ve 4-10 Temmuz (İngilizce) tarihlerinde 9-15 yaş arasındaki katılımcılar için uygulanacak.
“Aile-Çocuk” Uzay Kampı Programında Çocuğunuzla Birlikte Unutulmaz Bir Hafta Sonu
Çocuğunuzla birlikte farklı bir deneyim mi yaşamak istiyorsunuz? O zaman “Aile-Çocuk Uzay Kampı” programımız tam size göre!
Konaklamalıaile kamplarımızda, ailelerin çocuklarıyla birlikte keyifli zaman geçirebilmeleri ve çocukların da ebeveynleriyle olan iletişimlerini geliştirip, özgüven kazanmalarını hedefliyoruz. Katılımcılar; uzay istasyonu ve uzay mekiğiyle uçuş görevi, model roket yapımı ve fırlatılması, simülatör kullanımı gibi takım çalışması gerektiren etkinliklerde birlikte yer alarak, kaliteli zaman geçirecekler. 7-10 yaş aralığındaki bir öğrencinin bir ebeveyniyle (veya 18 yaşından büyük bir refakatçiyle) birlikte katıldığı 2 günlük konaklamalıAile-Çocuk Uzay Kampı programı 30 Temmuz- 1 Ağustos tarihlerinde uygulanacak.
[description] => Çocuklar için 2021 Yaz Kampları Başlıyor! Hemen Kayıt Yaptırın, Sınırlı Kontenjanları Kaçırmayın [keywords] => Çocuklar için Yaz Kampları, günlük gezi programı, Gençlik Kampları, yaz gençlik kampı, Galaktik Yaz Kampı, dijital gezegenevi, aile kampları, Aile-Çocuk Uzay Kampı, takım çalışması, Uzay Serüveni, Marsta Yaşam, STEAM aktiviteleri, güneş sistemi eğitimi, gök atlası yapım atölyesi, teleskopla gökyüzü gözlemi, uzay ve astronomi meraklısı [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2020-07-02 08:36:17 [updated_date] => 2021-02-16 10:20:29 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [1] => stdClass Object ( [id] => 788 [parent] => 23 [order] => 3 [lang_id] => 375a919ff875b1ea2051120977ea7418 [title] => Perseverance Kızıl Gezegene İnmek Üzere! [subtitle] => 12.02.2021 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/instagram-kapak-egitim-videolari1.jpg [summary] => Bu yazımızda 30 Temmuz 2020 tarihinde Amerika’da bulunan Kennedy Uzay Merkezi’nden uzaya fırlatılan Mars yüzeyinde bugüne kadarki en gelişmiş araç olacak Perseverance Mars yüzey aracından bahsedeceğiz. [content] =>
PERSEVERANCE KIZIL GEZEGENDE
YAŞAM İZİ PEŞİNDE
30 Temmuz'da yolculuğuna başlayan Perseverance yüzey aracının, yaklaşık, 470 milyon kmlik mesafeyi kat ettikten sonra 18 Şubat 2021 tarihinde iniş aşamalarını başlatması ve yüzeye inişini gerçekleştirmesi bekleniyor.
Perseverance yüzey aracının amacı nedir?
Perseverance inişini nereye gerçekleştirecek?
Peki Perseverance Mars yüzeyine ne bırakacak?
Temel amacı antik mikrobiyal yaşamın izlerini aramak olan Perseverance, bunun yanı sıra Mars gezegeninin iklimi ve jeolojisi hakkında da bilgiler toplayacak. Yüzey araştırma ekibinin yönlendireceği Perseverance’ın bir diğer özel görevi ise, gelecekte dünyaya da getirilmesi planlanan yüzey örneklerinin dikkatlice seçilmesi, toplanması ve kategorilenmesi üzerine olacak.
Bilim insanları, daha önce Mars’a yapılan birçok görevde öğrenilenlerle, Mars’ın şu anki soğuk ve çöl benzeri yapısının yıllar öncesinde çok farklı olduğunu ve Mars yüzeyinde akarsuların dahi olabileceği hipotezini kuruyorlar. İşte o hipoteze dayanarak, Mars’ın daha öncesinde herhangi bir mikrobiyal yaşama ev sahipliği de yapabileceğini düşünen bilim insanları, Perseverance’ın astrobiyoloji alanında yeni bir antik yaşam keşfetmesini umuyorlar.
İşte tam da bu sebeplerle, Mars’ın kuzey yarım küresinde, daha öncesinde bir “delta” olduğu düşünülen 45 kilometre genişliğindeki Jezero Krateri, Perseverance için birincil iniş alanı olarak seçilmiştir. Bu alanın seçilmesindeki en büyük etken ise, geçmişte oluşan deltanın bariz bir yelpaze şeklinde tortular biriktirdiğinin gözlenmesidir. Perseverance’ın iniş sisteminde bulunan kameralar, inişin bir kayalık alan veya kum denizi üzerine yapılmamasını sağlamak ve aracı güvenli bir şekilde yüzeye indirmek için haritalama sistemini yapmak amacıyla yerleştirilmiştir.
Mars Helikopteri "Ingenuity"
Yüzey aracının iniş sonrası tüm kontrolleri yapıldıktan sonra Ingenuity adında bir drone helikopter ilk defa Mars yüzeyinde denenecek. Sürece göre inişten sonraki 1 aylık dönemde denenmesi beklenen helikopter, öncelikle Perseverance’ın orta kısmından düzgün bir zemine bırakılacak. Sonrasında herhangi bir çarpışmadan korunmak için perseverance, helikopterden 100 metre kadar uzaklaşacak ve kendini güvenli bölgeye alacak. NASA’daki helikopter takımı yaklaşık 30 Mars günü boyunca denemeler yapacak. Aynı zamanda bu denemeler, farklı bir gezegenden yapılacak ilk uzaktan kontrollü uçuş olarak tarihe geçecek. Merakla gelişmeleri takip edecek ve sizleri sosyal medya hesaplarımızdan bilgilendirmeye devam edeceğiz.
Youtube kanalımızda sizlerle uzay ve uzay bilimleri hakkında birçok farklı bilgileri paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz. Daha önce hazırladığımız muhteşem içeriklere sahip eğitim videolarımızı kanalımızdan izleyebilirsiniz.
Bu ve buna benzer konulardan haberdar olmak için youtube kanalımıza abone olmayı ve bildirim zilini açmayı unutmayın; instagram,twitter ve facebook gibi sosyal medya hesaplarımızdan da bizleri takip edebilirsiniz.
[description] => Mars yüzeyinde bugüne kadarki en gelişmiş araç olacak Perseverance Mars yüzey aracı, 30 Temmuz 2020 tarihinde Amerika’da bulunan Kennedy Uzay Merkezi’nden uzaya fırlatılmıştı. Bu fırlatma ile yolculuğuna başlayan Perseverance yüzey aracının, yaklaşık, 470 milyon kmlik mesafeyi kat ettikten sonra 18 Şubat 2021 tarihinde iniş aşamalarını başlatması ve yüzeye inişini gerçekleştirmesi bekleniyor. [keywords] => perseverance, perseverance yüzey aracı, persevarance'ın amacı, perseverance uzay aracı, Mars gezegeni araştırmaları, perseverance rover, perseverance landing, perseverance nerede, perseverance mars aracı, perseverance mars rover helikopter, ingenuity mars helikopteri, perseverance ne zaman inecek, mars'ta yaşam izi, perseverance nereye inecek, mars helikopteri ingenuity [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2021-02-10 14:16:53 [updated_date] => 2021-02-13 20:52:40 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [2] => stdClass Object ( [id] => 786 [parent] => 23 [order] => 4 [lang_id] => d1705e8021376554661f2210143b11f0 [title] => Türkiye'nin Gözlem Uyduları [subtitle] => 21.01.2021 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/instagram-kapak-egitim-videolari-2.jpg [summary] => Bu yazımızda sizlere "Türksat 5A Fırlatılıyor!" yazımızda da değindiğimiz Türkiye’nin gözlem uydularından bahsedeceğiz. [content] =>
UZAYDAKİ GÖZLERİMİZ
Öncelikle gözlem uydularının ne olduğu ve ne işe yaradıkları hakkında biraz konuşalım.
Yer gözlem uyduları, Dünya üzerindeki nesnelerin ya da olayların uzaktan algılanmasına, ve elde edilen verilerin bilimsel, ticari ve askeri amaçlarla kullanılması amacına yönelik üretilmişlerdir.
Amerikan yapımı Landsat-1 uydusu ne keşfetti?
Türkiye'nin ilk yapay yer gözlem uydusu olan Bilsat'ın ülkemize katkıları nelerdir?
Rasat uydusunun hala faaliyetlerine devam ettiğini biliyor muydunuz?
Milli olanaklar kullanılarak üretilen Göktürk-2 uydusu nereden fırlatıldı dersiniz?
Sivil amaç güden, ve bu doğrultuda Dünya’nın ilk yer gözlem uydusu olan, Amerikan yapımı Landsat-1, 1972 yılında uzaya gönderilmiştir. Landsat-1, detaylı gözlem yeteneği sayesinde, Kanada açıklarında daha önce haritalanmamış bir ada bile keşfetmiş ve bu adaya Landsat Adası ismi verilmiştir.
Ülkemizde ise, bu tarz uydular için ilk çalışmalar, 2001 yılında başlatılmış, İngiltere merkezli Surrey Uydu Teknolojileri Şirketiyle yapılan ortak çalışma sonucu Türkiye’nin ilk yapay yer gözlem uydusu olan Bilsat geliştirilmiştir. Bilsat, her ne kadar Türkiye’nin ilk yapay yer gözlem uydusu olsa da; uydu tasarımı, üretimi, alt yapı ihtiyaçlarının belirlenmesi ve yer istasyonlarının kurulması gibi aşamaların öğrenilmesi konularında da ülkemize büyük katkılar sağlamıştır.
2006 yılının Ağustos ayında görevi sona eren uydu, Türkiye’deki uzay çalışmalarında çok önemli tecrübelerin ve gözlemlerin elde edilmesini sağlamıştır.
Rasat uydusunun çektiği görüntü sayısı hepinizi şaşırtacak!
Türkiye’de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu olan Rasat uydusu Tübitak Uzay’ın öncülüğünde 17 Ağustos 2011 tarihinde Rusya’dan uzaya gönderilmiştir. Dünya'nın çevresini 50 bin defadan fazla turlayan Rasat, 19 bin 138 çerçeve ve 17 milyon 224 bin 200 kilometrekare görüntü çekmiştir. Tasarım ömrü 3 yıl olmasına rağmen uydu hala faaliyetlerine aktif olarak devam etmektedir.
18 Aralık 2012 günü Çin’in Jiuguan üssünden uzaya fırlatılan Göktürk-2uydusunun tasarımı, üretimi ve test süreçleri için gerekli tüm teknik işlemler, milli olanaklar kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Göktürk-2 test sürecinin ardından 2014 yılı başında Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine girmiştir.
2016 yılında uzaya gönderilen Göktürk-1uydusu, hem sivil hem de askeri uygulamalar için çok yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri sağlayan ve bu özellikleriyle en gelişmiş sistemlere sahip, keşif ve gözlem uyduları arasında yer almaktadır. Dünya’nın herhangi bir yerinde keşif yapmak için tasarlanan 0,50 metre çözünürlüklü uydunun ömrü 7 yıl olarak öngörülmektedir.
Türkiye'nin uydu teknolojileri alanındaki yatırımları sürerken, gelecek yıllarda gönderilmesi planlanan yüksek çözünürlüklü İMECE adlı gözlem uydusunun geliştirilmesine yönelik çalışmalar da ilerlemektedir.
Youtube kanalımızda sizlerle uzay ve uzay bilimleri hakkında birçok farklı bilgileri paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz. Daha önce hazırladığımız muhteşem içeriklere sahip eğitim videolarımızı kanalımızdan izleyebilirsiniz.
Bu ve buna benzer konulardan haberdar olmak için youtube kanalımıza abone olmayı ve bildirim zilini açmayı unutmayın; instagram, twitter, ve facebook gibi sosyal medya hesaplarımızdan da bizleri takip edebilirsiniz.
[description] => Bu yazımızda sizlere "Türksat 5A Fırlatılıyor!" yazımızda da değindiğimiz Türkiye’nin gözlem uydularından bahsedeceğiz. [keywords] => türk uyduları ve görevleri, türk uyduları hakkında bilgi, türk uyduları isimleri, türk uyduları nereden fırlatıldı, türk uydularının görevleri, türk uyduları nelerdir, türk haberleşme uydusu, türk gözlem uydusu, türkiye uyduları ve görevleri, türkiye uydularını nereden fırlattı, türkiye'nin uyduları nelerdir, türkiye haberleşme uyduları, türkiye'nin uzayda bulunan uyduları, türkiye'nin uyduları hakkında bilgi, türkiye gözlem uyduları, türkiye göktürk uydusu, türkiye uzaya hangi uyduları gönderdi, bilsat uydusu, landsat-1 uydusu, rasat uydusu, göktürk-1 uydusu, göktürk-2 uydusu, İMECE gözlem uydusu [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2021-01-21 10:19:12 [updated_date] => 2021-01-28 14:53:40 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [3] => stdClass Object ( [id] => 785 [parent] => 23 [order] => 5 [lang_id] => 12f052584916d659ab93baade6e614d3 [title] => Türksat 5A Fırlatılıyor! [subtitle] => 07.01.2021 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/instagram-kapak-egitim-videolari-1.jpg [summary] => Gelin Türkiye’nin uzaydaki varlığından bahsedelim ve geçmişten günümüze fırlatılmış veya gelecekte fırlatılması planlanan Türk uydularının detaylarını inceleyelim. [content] =>
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’NİN UZAYDAKİ UYDULARI VE TÜRKSAT 5A
Ülkemizde geçmiş yıllardan bu yana her zaman gökyüzü ve uzay merak edilen bir konu olmuş, birçok il ve ilçede gözlemevleri kurulmuş ve gökyüzü gözlemleri yapılmıştır.
1960’lı yılların sonlarına doğru Amerika’nın Ay’a astronot göndermesiyle çok popüler bir konu olan uzay macerası, ülkemizde de hız kazanmış ancak ilk etkileşimli faaliyet bundan tam 34 yıl sonra, 1994 yılında gerçekleştirilebilmiştir.
1994 yılında başlayan bu serüven ile birlikte uzayda kaç Türk uydusu yer alıyor dersiniz?
Fırlatılan Türk uydularının detayları nelerdir?
Space X firmasının Falcon 9 roketi ile fırlatılacak olan Türksat 5A uzay yolculuğuna ne zaman başlayacak?
Öncelikle bu muhteşem serüvenin nasıl başladığına daha yakından bakalım;
24 Ocak 1994 günü Fransız Guyanasından fırlatılan ve ilk Türk uydusu ünvanını almaya hazırlanan Türksat 1A uydusu, Ariane 4 roketinde yaşanan bir arıza sebebiyle fırlatımından sadece 12 dakika sonra okyanusa düşerek parçalanır. Bunun üzerine büyük bir üzüntü yaşayan mühendisler, sadece 199 gün içerisinde Türksat 1B uydusunu hazırlarlar ve 11 Ağustos 1994 günü, Türksat 1B uydusu uzaya çıkar. Türkiye’nin uzaydaki ilk haberleşme uydusu olan Türksat 1B tam 12 yıl boyunca görevine devam edecektir.
Artık ülkemiz de uzayda bir yapıya sahiptir ve tabiki bu daha bir başlangıçtır. 10 Temmuz 1996 yılında Türksat 1C, 10 Ocak 2001 yılında ise Türksat 2A yörüngedeki yerlerini alırlar. Türkiye’nin televizyon yayınını ve veri transferini yapan bu üç uydu, 15 yıl sonra yerini hala aktif olan diğer Türk uydularına bırakacaktır.
13 Haziran 2008 tarihinde uzaya gönderilen ve hala aktif bir şekilde görevine devam eden Türksat 3A, Türkiye başta olmak üzere tüm Avrupa, Kuzey Afrika ile tüm Türk Cumhuriyetlerinin yanı sıra Çin sınırına kadar uzanan bir kapsama alanına sahiptir.
Türksat 2A’nın yerini alması için 14 Şubat 2014 yılında uzaya gönderilen Türksat 4A, yeni yapılan antlaşmalar doğrultusunda Kazakistan’ın Baykonur Uzay Üssü’nden Rus yapımı Proton roketiyle uzaya gönderilmiştir.
16 Ekim 2015 tarihinde ise Türksat 4B, diğer haberleşme uyduları gibi Dünya’dan 36 bin kilometre uzağa gönderilir ve uzaya gönderilen toplam uydu sayısı 6’ya ulaşır.
31.0° Doğu yörüngesinde faaliyet göstermesi planlan Türksat 5A uydusu ise artık günümüzde çok tanınan bir özel uzay ajansı olan Space X firmasının Falcon 9 isimli roketiyle, 8 Ocak Cuma günü Türkiye saatiyle saat 04.26'da uzaya gönderilmesi planlanıyor. Tabiki bu tarih hava koşulları veya mekanik arızalar sebebiyle ileri bir tarihe de ertelenebilir.
Tamamen elektrikli itki sistemine sahip olan Türksat 5A'nın, 31 derece doğu yörüngesindeki konumuna ulaşmak için yapacağı yolculuğun yaklaşık dört ay sürmesi ve bu yılın ikinci çeyreğinde hizmete başlaması hedefleniyor.
Uydu Teknolojileri Haftası boyunca, Türksat 5A uydusunun fırlatılması ile ilgili detayları takip edebileceğiniz canlı yayını izlemek için tıklayınız.
Ülkemiz, haberleşme uydularının yanısıra gözlem uyduları da geliştirmiş ve uzaya göndermiştir. Gözlem uydularıyla ilgili videomuzu ise çok yakında Uzay Kampı Türkiye youtube kanalından izleyebilirsiniz.
Youtube kanalımızda sizlerle uzay ve uzay bilimleri hakkında birçok farklı bilgileri paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz. Daha önce hazırladığımız muhteşem içeriklere sahip eğitim videolarımızı kanalımızdan izleyebilirsiniz.
Bu ve buna benzer konulardan hemen haberdar olmak için youtube kanalımıza abone olmayı ve bildirim zilini açmayı unutmayın; instagram, twitter ve facebook gibi sosyal medya hesaplarımızdan da bizleri takip edebilirsiniz.
[description] => Gelin Türkiye’nin uzaydaki varlığından bahsedelim ve geçmişten günümüze fırlatılmış veya gelecekte fırlatılması planlanan Türk uydularının detaylarını inceleyelim. [keywords] => türksat 5a uydusu, türksat 5a ne işe yarayacak, türksat 5a ne zaman fırlatılacak, türksat 5a ne zaman, türksat 5a uydusu ne zaman firlatilacak, türksat 5a nereden fırlatılacak, türksat 5a atıldı mı, türksat 5a nedir, türksat 5a hakkında bilgi, turksat 5a launch date, türksat 5a elon musk, türksat 5a fırlatma, türksat 5a gönderildi mi, türksat 5a haberleşme uydusu, türksat 5a özellikleri, türksat uyduları ne işe yarar, türksat uyduları nelerdir, türksat uyduları ve görevleri, türksat uyduları hakkında bilgi, [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2021-01-07 17:00:50 [updated_date] => 2021-01-08 15:26:31 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [4] => stdClass Object ( [id] => 783 [parent] => 23 [order] => 6 [lang_id] => 6fa5ffb122ad29dc1d8ab7c20ee70be9 [title] => Jüpiter ve Satürn'ün Büyük Kavuşumu! [subtitle] => 21.12.2020 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/instagram-kapak-egitim-videolari.png [summary] => Gökyüzünde görünen gezegenlerin neredeyse aynı göksel boylama denk geldiği olayı büyük kavuşum olayını ve detaylarını ele alıyoruz. [content] =>
21 Aralık 2020 Gecesi ve Büyük Kavuşum
Kavuşum nedir?
"Büyük Kavuşum" ne zaman gerçekleşecek?
Galileo Galilei'nin keşfi neydi?
İki gezegen en son ne zaman bu kadar yakındı?
Böyle bir kavuşum bir daha ne zaman yaşanacak?
Bildiğiniz gibi Dünya’da dahil olmak üzere sekiz gezegen, Güneş’in etrafında belirli bir yörüngede dolanırlar. Bu dolanma sırasında bazen öyle bir an yaşanır ki, Dünya’dan bakıldığında birden fazla gezegen neredeyse aynı doğrultuda görünür. İşte bu duruma kavuşum adı verilir.
21 Aralık 2020 günü Güneş battıktan hemen sonra güney batı yönünde gökyüzünde normalde çok kolay ayırt edebildiğimiz Jüpiter ve Satürn gezegenleri, Dünya’dan bakıldığında birbirlerine en yakın konuma gelecekler ve iki gezegen, dolunayın çapının 5’te biri oranında tek bir gezegenmiş gibi görünecek. Bu olayın benzeri aslında her 20 yılda bir yaşanıyor. Fakat bu defa bu iki gezegenin arasında yalnızca 1 derecenin onda biri kadar bir mesafe olacak ve gökyüzünde neredeyse tekmiş gibi görünecekler.
Bu olayı özel kılan ve geçmişteki kavuşmalardan ayıran en büyük özellik ise gezegenlerin 397 yıl önce birbirine bu kadar yakın görünmeleridir. 1623 yılı; Fizik, Astronomi ve Matematik alanlarında çok ünlü bir bilim insanı olan Galileo Galilei’nin yaşadığı dönemlere denk gelmektedir. Bildiğiniz gibi Galileo, kendi yaptığı bir teleskop ile jüpiter’i gözlemlemiş, Galileo uyduları olarak adlandırdığımız Jüpiter’in dört uydusunu keşfetmiş ve gökyüzünün değil de Dünya’nın döndüğünü keşfetmiştir.
Bu iki gezegen 4 Mart 1226 tarihinde birbirlerine daha da yakın bir kavuşum yaşamışlar.
Böyle bir kavuşumun 15 Mart 2080 yılında yeniden oluşacağı biliniyor. Bir sonraki büyük kavuşum ise 2400’lü yıllarda yaşanacak.
Youtube kanalımızda sizlerle uzay ve uzay bilimleri hakkında birçok farklı bilgileri paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz. Daha önce hazırladığımız muhteşem içeriklere sahip eğitim videolarımızı kanalımızdan izleyebilirsiniz.
Bu ve buna benzer konulardan hemen haberdar olmak için youtube kanalımıza abone olmayı ve instagram, twitter ve facebook hesaplarımızdan da bizleri takip etmeyi unutmayın!
[description] => Gökyüzünde görünen gezegenlerin neredeyse aynı göksel boylama denk geldiği olayı büyük kavuşum olayını ve detaylarını ele alıyoruz. 21 Aralık 2020 tarihinde Jüpiter ve Satürn gezegenlerine ne oldu? [keywords] => büyük kavuşum, büyük kavuşum ne zaman, 21 aralık hakkında bilgi, 21 aralık'ın özellikleri, 21 aralık'ın önemi, 21 aralık gezegenler, 21 aralık ile ilgili bilgiler, 21 aralık jüpiter satürn kavuşumu, 21 aralık jupiter satürn, 21 aralık 2020 jüpiter-satürn kavuşumu, 21 aralık gecesi, 21 aralık gezegenler, 21 aralık gezegen dizilimi, 21 aralık jupiter saturn, 21 aralık jüpiter ve satürn, 21 aralık satürn, 21 aralık'ta ne olacak nasa, 21 aralık uzay, [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2020-12-21 14:37:01 [updated_date] => 2020-12-22 14:45:09 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) )
Bu yazımızda 30 Temmuz 2020 tarihinde Amerika’da bulunan Kennedy Uzay Merkezi’nden uzaya fırlatılan Mars yüzeyinde bugüne kadarki en gelişmiş araç olacak Perseverance Mars yüzey aracından bahsedeceğiz.
Gelin Türkiye’nin uzaydaki varlığından bahsedelim ve geçmişten günümüze fırlatılmış veya gelecekte fırlatılması planlanan Türk uydularının detaylarını inceleyelim.